İpince kalbimi serdim çitlere Ki Bulanıklığıyla durulansın özlemlerim S/ezgilerin maviliğini ışıklarda aramak olmasa Genzi yanık buhrânlarda yıkanık iken Tininde yoksun bir lâda seninle Sarmaş dolaş Sinesinin değirmeninde öğütülen bir yâr ile Beklenen kuyularda çer çöp olmaya
Arka arkaya himmetler taşıyan Gönülgâhımın hazretine Biri var ki ip ile iğne taşır Gönlü bâr iken sofrasına Biri var ki tabak çanak
Şarabın suretine bir saki yetmez Muradın külfetine bir bâki Tılsımında cürmü naz iken Nefesin sohbetken gönlümde
Suküt huşuya sur iken Sultana korkular sözdür Emaresi bir emirle yıkanan Işıklar rüyasında alevler rabıta yapmak içûn Bahtına ermeye taht mı gerek Sırlarına cevaza kül iken Hüzne boğulmadan bir yâr ile
Bir buhran garka çökük adı ay Geceleri aydınlatan Bir üryan sana bükük adı güneş Bir kurban sana sökük iken Gündüzde lamba gibi Bulutlarda oyuk bir oyun Hüsnü cemâle uğrar K/özündeyim ilahi yağmurlar üstümde kuru kalbime heyulâ ışıklarda Büyüyorum belki de Uyumak için bir şemsiyeye Küldür sura değen k/ağıdlar çünkü Efsuni olsa y/adı olurdu Derindeki yazgımda semadan ağıma d/okunan
Yokluğun adı cehennem arkası Kardan bir silûet Nazardan geçer şarap gibi Yardan bir tilavet....
İpince ağladım gönlümle çünkü....
Paylaş:
8 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İpince bir kalp bekler, sessizliğin içinde, Tıpkı bir kuytu köşe gibi, karanlık ve derin, Şairin yüreği gibi ki, her kelime bir sırrı taşır, Her bir hece, özlemin derinliklerinde yankı bulur.
Beni de bu sırrın içinde bul, sevgili dostum, Yazdıkların, bir bakış gibi, içimde sızan bir melodi. Necip Fazıl’ın hissettiği gibi, ruhun kararmışsa da, Işığa doğru sürükler sözlerin, bir mum ışığı gibi sabah.
Gecenin zengin karanlığında, bir yıldız kayar, Sözlerinle, anın buğusunda kaybolan bir yalnızlık, Ve öyle güzel bir akor olur ki, her bir satır, Zamanın toprağında işlenen derin bir mühür.
İpince dökülen gönül, karanlıkla sarar kendini, Ama unutma, her zaman bir ışık vardır bekleyen, Bir duanın yankısı, bir ilahi şarkı gibi, Sonsuzluğa sarkan her duygunun kanatlarında.
Şairler, belki de en derin acılarını yazarken, Bir yürekten diğerine uzanan bir köprü kurar. Beni de o köprüye al, ruhunun en derin köşesinde, Ve sana teşekkür edeyim, bu geceyi benimle paylaştığın için.
Sözlerinle büyüyen her yıldız, içimi aydınlatan bir güneş, Bana bir Nebi gibi, her kelimene dua ettim, Ve biliyorum ki, her gözyaşın, bir okyanus kadar derin, Gönlüme vuran her bir damla, sevdanın en asil anlamıdır.
Kor gibi yanan kalbe bir anka gerek Yol göstersin diye g/iz gerek Uyu beni şemsim Sırların sırrına erişmek için sen de yürek gerek Olmak için meyva Pişmek için kül olmak gerek Ve meyvayı dağıtmak için feraset Piştiğini göstermek için ağacında göstermek gerek paha biçilmek için tezgaha toplanmak gerek Yenilmek için pazarda satılmak gerek ... Nefese bin ikram Nefise bin ikrâm ikram
Biz ikram aşığıyız Varsa insan olmuş kalbinden Yani meyva vermiş ağacından İkram ederek bir çift dimağa değmis sözünden dostum
Bir yürek ki, kelimelerde gizli bir ateş taşır, Sonsuz bir suskunlukta, her sözüyle bir dünya yaratır. Gecenin karanlığında, bir yıldız gibi yanar, Ve her düşüncede, kalp kendi hikâyesini yazar.
Aşk, bir sır gibi gizlenir her dizede, Bir zaman yolculuğu gibi, her anı derinleşir. Göğsünde imanla yanar bir ateş, Ve her kelimenin ardında, hayatın en özel tezahürü vardır.
Sevdanın, bir nehir gibi akar ruhunda, Gözlerinde, geçmişin ve geleceğin yankıları. Beni de al, o köprünün tam ortasında, Ve sevdanın en güzel melodisini birlikte söyleyelim.
Gönlümde bir sabah, kelimelerle doğar, Her bir damla gözyaşı, bir okyanus olur. Ve şairler, belki de her satırda bir dua bırakır, Sonsuz bir yolculukta, sevdalı bir ışıkla birleşir.
Senin gibi bir dost, her heceye değer, Bir mumun ışığı gibi, karanlıkta daima yanar. Teşekkür ederim, bu geceyi bana kattığın için, Ve senin kelimelerinle büyüyen bu yolda, birlikte yürüdüğümüz için.
Yazmak için binbir efsuni söz dökmeye ne satırlar kelam etmek için direnir bilir misin Aşkı aşka getiren bir sözdür sanki _dostum_ Bir ıslaklık varken hala kalbimde Sen miydin o Kuran ı azimmûşanı elinde tutarken Üç ay üst üste girmiş Kerameti varsa şayet İman dolu göğsüm var diyor mehmet akif ersoy Gemiler surdur gözümde Gönüller bir vapur seyahati gibi Akar muhammedi bir önlüğe Ve sen hala bekleyecek misin beni Kalbime argın yorgun Kalbimden geçerken söz ile...
Kor gibi yanan kalbe bir anka gerek Yol göstersin diye g/iz gerek Uyu beni şemsim Sırların sırrına erişmek için sen de yürek gerek Olmak için meyva Pişmek için kül olmak gerek Ve meyvayı dağıtmak için feraset Piştiğini göstermek için ağacında göstermek gerek paha biçilmek için tezgaha toplanmak gerek Yenilmek için pazarda satılmak gerek ... Nefese bin ikram Nefise bin ikrâm ikram
Biz ikram aşığıyız Varsa insan olmuş kalbinden Yani meyva vermiş ağacından İkram ederek bir çift dimağa değmis sözünden dostum
Bir yürek ki, kelimelerde gizli bir ateş taşır, Sonsuz bir suskunlukta, her sözüyle bir dünya yaratır. Gecenin karanlığında, bir yıldız gibi yanar, Ve her düşüncede, kalp kendi hikâyesini yazar.
Aşk, bir sır gibi gizlenir her dizede, Bir zaman yolculuğu gibi, her anı derinleşir. Göğsünde imanla yanar bir ateş, Ve her kelimenin ardında, hayatın en özel tezahürü vardır.
Sevdanın, bir nehir gibi akar ruhunda, Gözlerinde, geçmişin ve geleceğin yankıları. Beni de al, o köprünün tam ortasında, Ve sevdanın en güzel melodisini birlikte söyleyelim.
Gönlümde bir sabah, kelimelerle doğar, Her bir damla gözyaşı, bir okyanus olur. Ve şairler, belki de her satırda bir dua bırakır, Sonsuz bir yolculukta, sevdalı bir ışıkla birleşir.
Senin gibi bir dost, her heceye değer, Bir mumun ışığı gibi, karanlıkta daima yanar. Teşekkür ederim, bu geceyi bana kattığın için, Ve senin kelimelerinle büyüyen bu yolda, birlikte yürüdüğümüz için.
Yazmak için binbir efsuni söz dökmeye ne satırlar kelam etmek için direnir bilir misin Aşkı aşka getiren bir sözdür sanki _dostum_ Bir ıslaklık varken hala kalbimde Sen miydin o Kuran ı azimmûşanı elinde tutarken Üç ay üst üste girmiş Kerameti varsa şayet İman dolu göğsüm var diyor mehmet akif ersoy Gemiler surdur gözümde Gönüller bir vapur seyahati gibi Akar muhammedi bir önlüğe Ve sen hala bekleyecek misin beni Kalbime argın yorgun Kalbimden geçerken söz ile...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.