5
Yorum
19
Beğeni
0,0
Puan
1244
Okunma
Ve Doğum!
Delilik ile bilgelik…
Ruh ile akıl…
Aşk ile şehvet…
Ve Ölüm!
Saklandılar koynuna kederin
Çarparak
Hiçliğin yer altı nehirlerindeki bazalt kayalara
Savrulup durdular
Kiremit renkli
Ayazma sonbaharlarında
::
Gecenin bir yarısı;
Tutuverdi ruhu kahpe anneyi hıçkırık
Kulak kesildi çocuk…
Ve ay…
Ve sessizlik…
Kıvılcımları salya saydamı doyumsuz zımparanın
Asırlar sürdü sanki
Günaha sürtünen iğreti ıslak sesi
Gecenin bir yarısı;
Dikenli çalılarında üzüm bağlarının
Toplanıverdi milyonlarca çekirge
Maharetli melekler
Örüyorlarken azize taçlarını günaha
İğrenç görüntülerine şükür
Kemire durdular vicdanı
Gecenin bir yarısı;
Sarılıverdi küfrün güçlü elleri
Masum bir duanın hayli çelimsiz boynuna
Çırpınırken acı içinde tüm organlar
Özlü sözler fısıldandı kulaklara… Şeytan telifli!
-Asla masum değildir aşk…
-Müziğini dinleyemezsin her bestecinin…
-O yüzden
Alabiliyorken hala nefes
Dinle kulağındaki ilahi sesi…
-Ve uy bana…
-Notafor-
Öğretisi bozulan fani
Çakıverdi kafatasına on beşlik çivileri
Ve girişti
Mezar taşına kaktıracağı sedefleri
Zanaatkar ellerine teslim edebilecek
Ölümsüz bir mermer ustasının
Mümkünsüz arayışına…
(Yıldıray Kızıltan)