ruhunda
nefesi darp edilmiş,
çatıştıkça çıkarlar
köşe başları
pusulara kurban edilmiş
hayallerin hatta
kedilerin bile uğramadığı
manzarası güya insan olan
uğultulu bir yalnızlıkta
yıkık bir şehrin üşüyen ruhuyum


perestliğinizdeki
amansız, zamansız
hayallerden kurtulun artık
daha da
şişmeden ambargo listesiniz,
tuz, buz olmadan
yarına çıkması şüpheli nefesiniz

ya da
son bir şiir yazın eceli nöbetsiz
bir şiir sizi yazmadan cepsiz, kefensiz
bu koku bildik,
bu koku yine bilindik
akbabalar yine gökte,
yine yerde leşzadeler
yine masumiyetin çürüyen etinde


yıkık
bir şehrin üşüyen ruhuyum
her şey yalan,
her şey, hiç bir şey
içim talan
bu şehrin denizini de,
güneşini de geceye astılar yıldızsız
güneş,
göstermez oldu kendini
ışık, ışık neydi sahi


içim
dumansız ateş
yakılıyorken
her lisandan ağıtlar
bir bedel, kaç beden eder
nedir bedel, neyin bedeli
bedeller ki,
selasız beden olmuşken
sürmesin
artık soysuzluğa nesliniz,
sürçmesin artık diliniz


bir
ağaç gövdesi bedenim
ruhum,
yaprak dökümü
her yaprak bir gideni temsil
bu koku bildik,
bu koku yine bilindik
akbabalar yine gökte,
yine yerde leşzadeler
yine masumiyetin çürüyen etinde

yıkık bir düzenin, üşüyen rejimiyim
su dökmeyin peşimden salın gideyim


~°~
~°~
~°~