Biz bir ikilemiz
Tanrı’ nın kucak açtığı bozkırda
Sürgün yemiş avuç içlerimiz
Ne sevişgendir şakaklarımız sonbaharda
Sessizliğin tam ortasında bir keder
Bir
hüzündür ter,tenimize yapışmış
Bir mevsimdir ömrümüzden geçen
Biz bir şiiriz , sulara karışan
Bir tarihiz,Zagros’ un dağlarına uzanmış
Dört yanımız ,çok eski bir şarkının adı
Şehirler hep
beyazdır,efkarlı terminallerde
Yollar hep yarısıdır hayatın ,buğulu bir camın ardından
İzlemek bir sanattır seneleri
Sabırlar kuşanmışız,
zamana karşı
Ellerin nerede
Ya gözlerin ?
Papatya kokularıyla açtım mektuplarını
Yürürüz sabaha, şafaktan çalınmış
geceler için
Kentler yürür ülkelere
Dirilir caddeler
Bir devinimdir gökyüzü
Diyalektik bir mevsimdir gözlerin, bölünüp dağılan
Ve gün batar
Unutulur suretimiz
Bir çağın ortasında
Biz ürkek bir
yağmuruz
Islak bir
gülüşüz
Sağanak halinde
bulutların
Bir sevsek
Çivilenir,
gül kokulu hayat
Toprağa, manyetik anaya
Ayrılık,paslı bir
hüzündür
Ellerimize yapışan
Hoşça kal, filizlenen bir lügattır zulamızda
Geciken sabahlar
Uçan kuşlar
Son provasındalar ayrılğın