"Kahrolsun, o ’zan ve tahminle yalan söyleyenler’; Ki onlar, ’bilgisizliğin kuşatması’ içinde habersizdirler." (Zariyat Suresi, 10-11)

/…bende zaten cahilliğine vermiştim…”seni seviyorum” diye söylediğin her yalanı…/

kör gözün görmüşlüğü olur mu hiç
karanlıkta doğan örümceğin
dudaklarda ki intiharını
yalan sözlerle ördükçe aşk’ı
bir çift kumru yaşlanır
dilinin üzerinde

içinden kurşun geçen çığlık
içimden geçmez sessizliğinde
sustuğun yerlere serildi matemim
gitmene değil sitemlerim

ki
kunt bir yalan örttün üstüme
öldüğümü bile bile

isimsizdi
her sevişme sonrası aldığımız yaralar
aşk neden geldi yalanlara
ne tanrı ne de sanrı
paylaşmadı hesabı
oysa ortaktılar bu günahta
sende bitmenin en heyecanlı yerinde
kestin bileklerimi
devam etseydin eğer…hiçbiriydim
aynı tarikat içinde
tek bir sesle düşerdi dualarım
.
.
.
.
su-i zan
su-i zan
su-i zan

ahh
kelâmı aşk’tan geçen hazan
sende yan

ki
kunt bir yalan yaktın kalbimde
gitme dediğimi bile bile…