Cumartesi gölgeleriYıldızlardan düştüm dün gece akşamcı ve kör yalnızlar ağlıyordu rıhtımda, yalan yanlış bandralı gemiler geçerken boğazdan aydınlık denilerek kandırılmıştı koca bir şehir ve korsan sevinçlerin alkışıyla yankılanırken Samatya. Daha baştan kaybetmiş çocukların akşam serinliği telaşı vardı sur diplerinde, cümbüşlü şarkıların rüzgarı eserken pahalı yosma gülüşleriyle birlikte ucuz şarap satıyordu kurnaz tüccarlar ve herkes kadar yalnızdılar ve üç kağıtçı. Yolcuların vedasından önce sigara dumanı alıkoymuştu İstanbul’u, acının tetikleyicisi olmuş sirenlerin bilindik fakat alışılamaz uğultusuyla nefes almayı güçleştiren bir hava çöküvermişti Sirkeci’ye kalanların muhafızı ayrılıklarla birlikte. Acıtan şarkıların sesi duyuluyordu kalabalık anılar göçüp giderken uzak kentlere, eve dönüş mecburiyeti hakimdi sevenlere ki onlar Cumartesi gölgeleriyle baş başa kalmış birer aşıktılar. |
aşklar ve aşıklar
laneti serpmişler üzerine kentin
şimdi her gölgeye sinmiş bir aşk
ve her gölgenin sahibinde aşktan kırılmış bir kalp
şimdi gün tükenmekte kentte...
sessiz bir serserilik var gönül eğleyen kaldırım serçelerinde
şerefe ey İstanbul
bugün de buradayım!
Sevgiyle