Geldik Bu GüneŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Sonsuz saygılar olsun Hasan Hüseyin Korkmazgil’e
bu benim bu da benimleyim öyle alıştık ki birbirimize "acıyı bal eyledik"* ve "biz" olduk gitgide her şeye karşın zamanın su gibi akışında gülmek için küçük fırsatlar kolladık geçti aylar göçtü kuşlar ve gün günü hırçın k/ovalarken ayağını sürdü hayat tik tak tik tak tik tak ve fakat ulvi tutkular yerinde yoz saymalar bir mucize olmazsa eşlik eder bize ve ihtimaldir kıçı kırık bir laflama iki akıllı övgü üç serseri kafa sallama dört bunak kopyala-yapıştır beş mızmız surat asma ve sayısız çalıntı şiir ve ikazlar ve tecritler ve dedikodular dikiş atar edebiyata ne ne ne ne dedin suuss soorma dahası da var: fırfırlı dronlar ve hiroşima aşkıyla yağan bombalar ve soykırımlar ve toplu mezarlar ve utançsız açlık ve kanlı çocuklar ve biçare anneler ve işsiz babalar ve nice film izleyicileri ah ne çok acıyorlar ne çoklar... - ah ah vah vah çok yazık onlara allahtan bizden uzaklar allahtan bizden olmayanlar... beri tarafta oval masalar şatafatlı sofralar protokoller şik imzalar el sıkışmalar poz vermeler suikastler tutsak gazete/ci/lerden manşetler protestolar b/ilenmiş coplar tazyikli sular sabırsız kelepçeler s/üslü demeçler t/arafsız küstahlar iki yüzlüler cüppeliler çiyanlar vesaire vesaire ... diye diye bütün bir sene oldu dilim lal işte ben işte benimleyim işte biz "geldik bu güne"** *, ** Hasan Hüseyin Korkmazgil H. K. Dec. 2024 Sthlm |
Özgürdük ikimiz de
O, yuvasız çalıkuşu
Bense kafeste kanarya
O, dolaşmış daldan dala
Savurmuş yüreğini
Ben bölmüşüm yüreğimi
Başkaldıran dizelere
Kavuşmak özgürlükse
özgürdük ikimiz de
elleri çığlık çığlık
yan yana iki dünya
ikimiz iki dağdan
iki hırçın su gibi
akıp gelmiştik
buluşmuştuk bir kavşakta
unutmuştuk ayrılığı
yok saymıştık özlemeyi
şarkımıza dalmıştık
mutluluk mavi çocuk
oynardı bahçemizde
aramakmış oysa sevmek
özlemekmiş oysa sevmek
bulup bulup yitirmekmiş
düşsel bir oyuncağı
yalanmış hepsi yalan
sevmek diye bir şey vardı
sevmek diye bir şey yokmuş
Acı çektim günlerce
Acı çektim susarak
Şu kısacık konutlukta
Deprem kargaşasında
Yaşadım birkaç bin yıl
Acılara tutunarak
Acı çekmek özgürlükse
Özgürüz ikimizde
acılardan artakalan
işte o bakışlarmış
kuğu diye gözlerimde
gün batımı bulutlarmış
yalanmış hepsi yalan
savrulup gitmek varmış
ayrı yörüngelerde..."
Ne güzel demiş Ustamız, acıların içinden geçerek, baş kaldırarak, direnerek, sadece yazarak değil; yaşayarak da üstelik...Bu ve diğer şiirlerinde, bu acı o kadar derinden hissediliyor ki...Bazı şiirler kalbinde kabuk tutmayan bir yaradır ve yatılı kalan bir acı...
En acılı günlerimizde onlara sarılıp, teselli ararız ama aynı zamanda onların kimseye baş eğmeyen bu direncinden de kuvvetli bi güç alırız.
Şiirlerinin bu kanayan yaralara parmak basıp, dile getirişini hep duyarlı ve dik duruşunu ayrı seviyorum canım Tüya'm.
Duyarlı yüreğinden öperim seni...
Sevgiler çokça...