Bana Ne Olduğunu Biliyor musun?
...I)
Bana ne olduğunu biliyor musun? Kimlerin bulduğunu beni... Ne yaptıklarını bana... Neler neler anlattıklarını... Yüzümü bir zamire sarıp nerelere gömdüğümü... İfadeler çarşısında seni nasıl ama nasıl aradığımı... Biliyor musun? Kader demiştin. Kaderi yazan kim? Okuyan kim? Zehir demiştin. Zehri sunan kim? İçen kim? Gece aydınlık, Gündüz karanlık. Yerde bulutlar, Gökte çukurlar. Tanıyorsan söyle; Bu çukurlar kim? ...II) Hani bir dergaha götürmüştün beni. En ön safta rüyanı yorumlamıştı şeyhin hani. Yüzümü bir çölle ördüğümü Gözlerimde oturan Yahya’yı Omuzlarımdaki yılanları Kalbimdeki asayı... Kaybolduğumu görmüştü; şeyhin! Bırak bu dalgını demişti. Bırakıp gitmiştin. Saydam bir çamurun saçlarını taramıştım. Tarağın kanatlarından akan yağmuru dinlemiştim. Ovmuştum kendimi. Çıkmıştım içimden. Süt yakmıştım; sürmüştüm dizlerime. Yürümüşüm kendime. ...III) Yokluğunda bana ne olduğunu biliyor musun? Varlığında bana ne verdiklerini? Yüzüne baksam bakır bir terazide kahrım Tartsam mülteci kampında çadırlar arasında bir bebeğin ağlamasıyım. Kırsam teraziyi Medyen’de Şuayb’ım Ben çölü nasıl geçtim biliyor musun? Eridim diye Erbaine götürdüler beni Ağlattılar. Hüseyin diye fısıldadım. Sensizlik diye aldım ellerime zincirleri Vurdum sırtıma sırtıma ...IV) Bana. ne. olduğunu. biliyor musun? 21 ekim 2024 01:24 Ü s k ü d a r Not: fotoğraf: Arkadaşım Mehmet Rehavi’nin Harran’daki nenesi Şekha’nın (80) eli. |
“boşluklarıma dokunma! dokunursan hiçbir şey olmaz ama yinede dokunma..
dağ küskündür lalerine!
söyle şimdi yeşil ve kızıl dövmeli olan hangi anne eli saçlarımı okşasa iyileşirim?
söyle şimdi hangi genç kızın omuzlarına puşi olsam azalır iniltilerim?
yine de sus!….”
Selamun aleyküm …( önce Kelâm varmış…)