KARISI
Karısı ile bir mal girince araya
Gelemez hiç karısı ile bir araya Çünkü gayrı, o karıya bir hal olmuştur Aslında bir mal olmuştur yarı yarıya. Karı da bir mal olunca o mal içinde Gayrı, demek lazım ona ‘Hep kal içinde..!’ Kalır hâl içinde iş-güç derken o karı Çok çalışır o karı, hem de o biçimde..! Ki, o karıya karı denmez malda iken Kocasıyla nasıl olur o halde iken?! Çünkü o halde iken adam, adam olmaz Karı da madam olmaz, her gün malda iken. Her gün malda ise karı, adam yok demek.. Eh, adam yoksa gayrı, madam yok demek.. Yani dam yok demek.. Çünkü yıkılır o dam Yıkılmasa da dam, hükmen o dam yok demek.. Dam, adam, madam... Eh, hepsini karıştırdık Karıştırsak iyi, tuttuk bir de yarıştırdık. Yarıştırırken karı gitti; dam yıkıldı Asıl adam yıkıldı. Sanma barıştırdık. Hayrola..?! deme! Şerrin ‘Hayrola..?’sı yoktur. Ki, o karının hiç karı olası yoktur. Muhtemel, karı olası bile gelse de Evinde belki de bir karyolası yoktur. Söz gelimi dedik. Olmasın karyolası Karyola bahane.. Yoksa karı olası, Yapacak bir şey yok demektir işin özü Anasının gözü demektir kahrolası. ALİ yetiversin gayrı, bu karı işi Hiiç belli olmaz karının yarı işi Çünkü yarı işi hep malıdır karının Diğer yarısı da bildiğin parı işi.. Parı demek, para demek.. Yani karı demek.. Karı demek, arı demek.. Yani sarı demek.. Sarı demek, zehir demek.. Yani sarı belâ...! Sanma, sarışın-elâ..! Yani Karı demek.. ALİ MEHMET TÜRKOĞLU |