ÇILDIRMIŞ ON SEKİZ BİNİ DE ALEMİN
Çıldırmış onsekizbini de âlemin, savrulmuş fezâya;
Tabî ki, aşkından bini bin pâre gider fedâya… Aşkına fedâ çün hepsi bir çâre bulmuş edâya; Çün döne döne Mevlâ’ya, vuslat edelim demişler. Döne döne, gide gide, katlanarak bin ezâya… Fezâ denen hemzemînde uğramadan hiç bir kazâya; Ne bir kürre, ne bir zerre, düşmeden bir zerre zay’a, Hep dönmüşler de Mevlâ’ya, hayret edelim demişler!... Dönmüş ışığa hızdan hepsi, ufalanmış hep pâreye Dönmüş aşka istekleri, sevdâlanmışlar o yâre Mevlâ imiş o yâr, dönmemişler başka hiç ağyâre; Tayyare olup Hak yâre, seyran edelim demişler. Aşk gayri, Allâh’ın emri; yanan yanana Mevlâ’ya… Dönüştürmüşler devrânı aşkıyla zevk-û sefâya; Kavrulacak olacak güneş, tutulunca son sevdâya Erelim diye Mevlâ’ya, yanıp gidelim demişler. Bini bin para âlemin; kurulmuş mezâd, fezâya; Alan Hakk, satan Hakk, bilin; sevmeceye bedavaya ALİ dahil, tüm alemin tümü tutulmuş sevdâya; Vuslat için Yaratana hicret edelim demişler. |