Küllerden Yankılar
Zaman, savaşla bükülürken doğudan batıya,
Toprak, insan kanını içmekten yorgun. Yıkılmış şehirlerde yankılanır çığlıklar, Her annenin göğsüne bir hüzün yuva kurar. Tarih dediğin, kimin kanında yazılı? Hangi taş bilir evsizlerin sırrını? Gökyüzü yangın, toprağın dili suskun, Bir çocuğun gözlerinde tükenir dünya. Savaşın gölgesinde ezilir ruhlar, Gözyaşları derin yaralara dolar. Hangi yüz gülebilir acının ortasında? Hangi kalp sağlam kalır böyle bir fırtınada? Savaş dediğin bir ölüm senfonisi, Her mermi bir yuva, her bomba bir nefes. Anneler ağıtlarla geceyi boğar, Yetimlerin çığlığı yankılanır sokakta. Şehirler, birer gölgeye dönüşür, Sokaklar taş değil, gözyaşı taşır. Yıkılmış duvarlarda yankılanır izler, Sessizliğin boşluğunda kaybolur sesler. Göç yolları, dikenli bir ırmak gibi, Ellerinde yük değil, geçmiş taşır insanlar. Her adım bir veda, her nefes bir dua, Hangi yurt geri getirir kaybolan zamanları? Mülteci kamplarında unutulur kimlik, Bir insan neyle yaşar, kökleri sökülmüşse? Çadırların altında büyüyen çocuklar, Yıldızları değil, yalnızlığı öğrenir geceden. Çaresizlik, bir annenin gözlerinde parlar, Ne bir çare, ne bir gelecek vaat edilir. Her umut kırıldığında, bir başka acı, Kök salar yüreğin en derin boşluğuna. İstismar, en karanlık yüzüdür savaşın, Masum elleri kirletir, ruhları kırar. Ama kim duyar, kim görür bu gölgeleri? Sessizlik, en ağır yargıdır bu hikâyelerde. Dul kadınlar, ölü aşkların yasını tutar, Bir sevgili, elveda bile diyemeden kaybolur. Gençlerin umutları, toprak gibi parçalanır, Her hayal, bir mezar taşı olur yarınlara. Psikolojinin kuyusunda kaybolur ruhlar, Renkler solar, sesler yankılanır sessizce. Her yara, bir isyan fısıldar derinden, Ve acının sunağında bir direniş yatar. Yetim kalmış çocukların sessiz çığlıkları, Anaların feryatları, dağları deler. Ama en derin karanlıkta bile bir ışık, Mücadeleyle yeniden doğar insanlık. Savaşın külünden bir dünya kurulur, Her tuğla bir yarayı iyileştirir belki. Ama unutulmaz olan ne savaş, ne zaferdir, İnsan, her şeye rağmen yaşamak için direnir. Ve gün gelir, tüm karanlık dağılır, Küllerden bir hayat, yankılarla doğar. Çocukların kahkahası yükselir göğe, Annelerin ağıtları bir şarkıya döner. Her yetimin gözünde bir yıldız parlar, Her kadının kalbi yeniden çiçek açar. Savaşın yazdığı hikâye artık bizimdir, Çünkü insan, ne olursa olsun, yine yaşar. |