SENİN HASRETİN
Bir yanı dikenli tel örgüleri
Bir yanı buz gibi beton duvarlar Bilseler cennetten bile kovarlar O kadar çekilmez o kadar çetin Kahpe kurşun gibi senin hasretin İçimde bilenmiş bir hıncın izi Bıçak yarasından ağır ve derin Çıkmıyor aklımdan güzel gözlerin Öyle yük oldu ki sevda külfetin Öyle kolay dile senin hasretin Çıkmayayım diye artık karşına Çekildim acımla bir dağ başına Sevdamı kaç kere dizdim kurşuna O kadar sarsılmaz o kadar metin Vurdum duymaz çile senin hasretin O gülen yüzümü dün’de bıraktım Takvimden gün saydım bin’de bıraktım Sensiz mutluluktan zaten ıraktım Yük oldu kalbime gamın kasvetin Yaktı bile bile Senin hasretin Diren sabrım diren hüznü aş diye Yoluna adadım canı baş diye Göz yaşı döşedim yola taş diye karşıma dikildi hep İhanetin Kalp’te veba oldu senin hasretin Geleceksin diye yıllar yanılttım Kokundan bahs ettim güller bayılttım Kurudu bir deniz çürüdü rıhtım Nafile göz yaşın artık mihnetin Üçüncü evrede senin hasretin |
Yüreğinize emeğinize gönlünüze sağlık.
Selamlar saygılar.