Dem lekesisizler aranızda toplanıp en iyimizi yollasanız bile iti okşamadan biti öldüremezsiniz ... kulluk ten hasıydı o gecenin fiil ölümlerinin başlangıcı soğuk çay ve karın ağrısıydı gözlerine kurulmuş dem lekesi aklımı dökmenin bir yolu da geride bıraktığım düşler galiba şimdi hangi canlının cesareti kabarır da içimin eşref’iyle şu ardımda bıraktığım düş mezarlığını ziyaret eder ki dönüp bakabileceğim bir yer değil biliyorum dili incinmiş bir şiiri okuyor gibiyim eskimiş ayakkabı ve kokmuş çorap kimsenin inkar edemeyeceği kadar keskin ezberimdeki mevsime bir ten bir yağış ve kelime sağanağı nasiplenince nefsinin kapısına denk çatlağına kül sızmış gibi garipsiyorum birden beni ve kul kaybına bir hikaye yazıldığında ise seyyahın ellerine dokunup çöl ürküttüğümü biliyorum adının sonundaki harfe basılı kalınca bütün tonlar kalkıyorum dudağından teberru artık mırıldanamayacak kadar uzak bir erdem ve ruhu karaya bel bağlamış bir madenci gibi hissediyorum gün ışığına muhtaç paltomu giyinip bağışlıyorum güneşi biraz açınca rengini gecenin Ş i m o Sinan Şeker |
Çok iyi betimler var bu şiirde...
Şu imge: "ve ruhu karaya bel bağlamış
bir madenci gibi hissediyorum
gün ışığına muhtaç" ki hem gerçekçi hem de düşündürücü...
Çok kutlarım, Şair,
Saygım ile.