Kimselerin İçinde Kimsesizlik Yurdu
Gözyaşına inandım, düşeni hep kaldırdım
Vicdanıma yenildim, yalanlara aldırdım Ruhumu gaflet denen pisliklere daldırdım İşlenen onca günah, silinmiyor ki tezden Yüreğimde safi nur, gelemiyor görmezden Derince bir uykuya dalmış cümbür cemaat Rızık yağarken gökten, rafa konmuş kanaat Hükme boyun eğmeden istenilmiş beraat Suçlu ve suçlananlar, aynı kaptan üvüt yer Şeytan sükut içinde, kul kula şer öğütler Ölçülür mü derece ata ile soy ile? Kaçılır mı mahşerden oba ile boy ile? Çıkılır mı yollara asi ile toy ile? Kulağı hakka sağır medeni insanların Nefsine köle olmuş bedeni insanların Düzmece tebessümler, yüzünüzde bilirim Şer bakışlı şeytanlık, özünüzde bilirim Yalan, gıybet, iftira sözünüzde bilirim En samimi dostuma dokunsam nefret kusar Sanmasınlar korkarım, dilim edepten susar Sebepler hakikati gizlemekle muteber Fikir feryat içinde, ruh zikirden bihaber Ey habisetin pençesindeki gaflet, geber! Neler gördü şu dünya; kaçışanlar, dönenler Güneşe kafa tutup bir nefeste sönenler Cezasız günahların sayısı muallakta İdam sehpaları boş, hak hukuk yok olmakta Ölüler cirit atar, dirilerse toprakta Ömür gözü kör eden üç beş zevke vurulmuş Hırs ve tamah evlerde baş köşeye kurulmuş Bir yudum su çok görür, okyanusta yüzenler Yer beğenir cennetten, mahlukatı üzenler Sonu hayır getirmez, başı bozuk düzenler Kalmışım bir başıma, yalnızım, telaştayım Kimsesizlik yurdunda, kendimle savaştayım |