Sahnelerin İç DünyasıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın meclisten atılan şehit anasına nene hatunumuz da ekmek dilenmemişmiydi
ne yaman çelişki
kuyumcu önünde bıraktı hayalini
önce sırça köşkler yeşerdi sonra engin denizlere uçan martı kanat çırptı duvardaki boşluğa ağladı sofranın kenarındaki kırıntıya elinde dans ederken geçmiş yutkunamadı, gözleri boğazladı sevgi bağdaşındaki açelyayı birden düştü fotoğraf sırçalar girdi çorbaya kaşık kaşık kanadı ağzı ellerinde yamalı bir hatıra kucaklarken yarınları sarıldı gözyaşlarında duran boğuluşa "rüzgar dedi esermiymiş ya bu boş odadaki gülücükler kahkahalar da mı ağlarmış" ve kendini aradı bir an yanında kuyumcular sokağındaki en pahalı hatıra canladı o şehit anası gelinine bir çeyrek alamamıştı |