11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1535
Okunma
kuyumcu önünde bıraktı hayalini
önce sırça köşkler yeşerdi
sonra engin denizlere uçan martı
kanat çırptı
duvardaki boşluğa
ağladı sofranın kenarındaki kırıntıya
elinde dans ederken geçmiş
yutkunamadı, gözleri boğazladı
sevgi bağdaşındaki açelyayı
birden düştü fotoğraf
sırçalar girdi çorbaya
kaşık kaşık kanadı ağzı
ellerinde yamalı bir hatıra
kucaklarken yarınları
sarıldı
gözyaşlarında duran boğuluşa
"rüzgar dedi esermiymiş
ya bu boş odadaki gülücükler
kahkahalar da mı ağlarmış"
ve
kendini aradı bir an yanında
kuyumcular sokağındaki
en pahalı hatıra canladı
o şehit anası
gelinine bir çeyrek alamamıştı