Karanlığın elleri...küflü bir ateşin dilinde düşük yapan cehennem titrek bir ürpertinin koynuna doğan su perisi çığlığın perdesinde yankılanan sesin sahibi köklerini göğe asan bir orman düşün düşün ki toprak kızgın bir inilti düşün ki saçlarında dolaşan ölümün ayak sesi toprağın ana rahminde kaynayan eza ki yerleşkesine kahır taşıyor gözlerindeki irinti düşün, iğne ucundaki ışığın umut çırpınışlarını ve yine uzat ipliğinden dökülen dalların şehvetini çamura yatmış bir düşün eş sesli yatağında kin kusan tohumların geçmişini ziyana durmuş güneş, şafağı boğmakta anlasana kumpasa gebe döl rivayetin de şekilsiz kıyımlar sürülecek boy boy eşiğine sualsiz kalan sorgular ilişecek bir bir diline sus payına hibe edilen yaşam ki kamçılayacak aldığın ilk nefesi doğumdan ölüme, savrulacaksın karanlığın çıplak ellerine... ~°~ ~°~ ~°~ |