Ya...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Yaşam ve ölüm üzerine, kısa bir monolog...
Bazen kendi içimizde yaşadıklarımızla kalmamız gerekir, yalnız, bir başımıza... " 21 Gram" Bir insanın ölümünden sonra eksilen 21 gramlık ağırlığın ne olduğunu, bir türlü kabullenemediğimiz ölümü kendi içinde çözümleyip anlatmaya çalışıyor. Sizce kaybettiğimiz umutların ve gel(E)meyen yarınların tek izahı 21 gram mı? " (Jyotish’e teşekkürler) Kadın’a; Şimdi ben gidiyorum bu şehirden, kınasının rengi matem olan hüzünleri as boynuna... Dilek ağacım yerinden kaldırılmış geçici olarak, ve sana uzanan yollarda hafriyat kamyonları gidip-geliyor... Üzerine beton yığını dökmüşler sevdamızın... İçinede bolca düşüncesizlik ve duygusuzluk katmışlar... Bencilliğide üzerine heykel diye dikmişler... Şimdi sen ağla kadın... Matemlerini kendine sakla, kimse görmesin güneşin çocuğuna ihanetini... Kasıkların yanıyor biliyorum, böyle bir ateşin ihaneti en iyi orada hissedilebilir... Yakıyorum, yo hayır yanıyorsun... Benle bir ilgisi yok... Ahh aldın kadın, çok ahh’lar aldın... Sana son bir cinnetim var... "Ben nasılsam öyle kal..."
Ya bu diyardan gitmeli,
Ya da ölmeli... Kucağına yatıp istanbulun Marmaraya intihar etmeli. Düşmeli düşler Düşmeli gülüşler çehremden. Ağlamalı gökyüzü Alınmalı boğaz köprüsü. Alnıma karası sürülmeli bu sevdanın ölmeli şair ölmeli... Ya bu diyardan gitmeli, Ya da ölmeli... Gökay Birkan SUCAKLI ’ Alen 29/01/2008 |
hikaye ve şiir öyle doyurucu ki,sade gibi gözükse de derin derin her dizesi...
biliyorsun,seviyorum şiirlerini...istanbul'u bilmem,yorum yazsam istanbul gibi yazamam,senin gibi olamam,sadece seni dinlemek istiyorum bir de sularında kaybolduğun istanbulunu...
yüreğine sağlık...
sevgiler...