SONA ERSİN
SONA ERSİN
Sonbaharın son günleri, Sabahın olduğu bile anlaşılamıyor artık, Hani uykuda pek tutmuyor gözlerimi, Arada dalıyorum, peşi sıra rüyalar, Ne kadar da kısa sürüyor, Hemen de ayılıyorum, Hüzünleniyorum, kızıyorum, Dönüp duruyorum, Yalnızlıkların beni sardığı yatağımda, Sanki dikenlerin üzerindeyim, Yastığımı hiç sorma… İnsan her yerde terk edilir mi? Bari rüyada bırakma ellerimi, Bir şeyler söyle, bak gözlerime, Dönüp de sırtını gitme, Duy yakarışlarımı… Saate bakıyorum kalkma vakti, Hiç keyifim yok, Nasıl olsun ki, Perdeyi aralıyorum gün ağarmaya başlamış, Açıyorum ışık girsin içeri, Faydasız, Oturuyorum pencerenin önünde, Dalıyorum senli hayallere… Ne kadar zaman geçti bilmiyorum, Sokak lambası yanıyor hala, Fersiz, belli belirsiz, Sis sarmış her yanı, Çiseleyen yağmuru rüzgâr serpiyor pencereme, Ne kadar da küçük damlacıklar… Yeşil yaprak kalmamış ağaçlarda, Tek tük, onlarda sararmış, kurumuş, Hafif bir esintiyle ayrılacak dalından, Savrulacak, sessizce, isteksizce, Onu var edenden uzaklara… Ya benim varlığımın sebebi, Sen, Neredesin? Çıkıp gelsen var ya! Mevsim bahar olur, Güneş doğar ruhumda, Tüm çiçeklerim açar içimde, Bülbüller dile gelir, söyler aşk şarkıları, Rengârenk kelebekler uçuşur, Ve konar dalgalanan saçlarına, Belki de burnunun ucuna… Kışın gelmesi yakın da, Ömrüm kışa dönmesin, Karanlıklar sarmasın ruhumu, Karın ayazı esmesin, Uğultusu çınlamasın kulaklarımda, Dudaklarımı kurutmasın, yaralamasın, Boş kalan ellerimi titretmesin, Kalbim üşütmesin, Paramparça etmesin dağılan buzlar gibi… Dönsen… Yeter ki sen dön, Dön de, Kışlarım sona ersin… Hami TURAN 15.11.2024 ANKARA |