TUT YÜREĞİMDEN
Faili belli bir cinayetin görgü tanığı olarak yazıyorum.
Ölümün soğuk yüzünü gördüğüm günden ulaşıyorum sana. Korkaklığından bırakıp kaçtığın aşkın musalla taşında yatışını izlerken, sana ettiğim bedduaların öfkesiyle izliyorum seni. Hınca hıNç dolu bir cami avlusunda ellerim göğsümde yetim bir çocuk misali yeri izliyorum. Yüreğimde şimşek gibi çakıyor inanmışlığımın verdiği o pişmanlık. Beynimde dönen düşüncelerin haklılığı utandırıyor beni. Yüreğimin, ah! be kızım demedim mi ben sana deyişi içimi titretiyor. Bir de özlem çekersin bunca şeyden sonra deyip bir tokat çarpıyor yüzüme. Arsızlığımdan mı, gurursuzluğumdan mı bilmiyorum. Her şeye rağmen kahretsin ki hâlâ seviyorum deyip indiriyorum gök gürültüsüyle beraber kara bulutlarda bekleyen yağışları. Uslanmaz bir aşığım biliyorum. Sevda Bir çırpıda silinseydi gönülden, ne Leyla Mecnun anılırdı ne Aslı ile Kerem ballandıra ballandıra anlatılırdı. Vazgeçseydi aşıklar,yazılır mıydı destanlar? Ah! Ümit denilen illet olmasaydı bekler miydi ömür boyu bir insan birini? Bir ömürlük hakkını tüketir miydi AŞK öyle basit bir şey olsaydı. Beklemek olmasa nerden bilirdik ki kavuşmanın değerini. İmkansızlığı olduran , olmazları ayakların önüne seren bir Tanrı var. Korkaklık ,umutsuzluk yakışır mı sevdam. Cesaret ister Aşk, gözü kara, yüreği deli birini ister. Korkaklığın zamanı mı? Tut yüreğimden hadi söz bırakmam elini. Yazar :Ayten Demirel |