Dilenmâ
Yara almış duvarlar üstündedir
Yarim Yarım kalan kırık kalpler üstüne sancağın Mum gibi bir karanlık Sözlerime tükenik bir sancıdır Kül eylemişim ruhunu s/özünde gizli bir s/ezgiyken Makberde yalnız bir sonsuzluk sevincini Sadece gonulgahında erişmiş Yetebilmek için koşullu salıverilmesi bir karınca yuvasında duran Kelebek miyim Ömrü siyah bir ülkeye yemken Korku iyimser bir aşınmaya cesaret ederken Neye vurgun vaveylâyla ömrü tüketirken Güvende ikbali insandır yine Cevaza kahkahayla bakan bir merasimde Kavanozda kalan bir saç buketi Huzurda ağlayan bir kıble ruleti Özrum bayandır insanlığa Neye doğdum bir elma sevinciyle Kurtlanmış bedenimde yağmur damlaları varken Buluttan mı akar suyu butlan bir müsriften mi bilinmez Cimriyim velhâsıl sevdalara kundaklanmış kavgalar varken Aya yürümenin imkansızlığı bilirim mesela Dertlerim akarken şaha Gül benden ne ister Farkında değilim bülbül müyüm yoksa Uzun uzaklıklar biter bir ağaç gibi Dilenciyim oysa sevilmeye Vakitsiz bir gidişe elveda bile diyemeden Günahkâr bir sancı saplar tam derine Derinden yarar gönülgâhımı Bir kuyu değilim oysa Sereserpe uzanmış bir k/ağıt Ağırdan vururken tenimi Gözlerim rehnedilmis bir fukara ekranına çevrilmiş oysa beni Gıpta ile bakarken güneşe Emsali emsalime yakın mıdır acaba diye Yaşı yaşıma uygunken Gezgin imgeler... |