Mahzenimin Kapısı
O, sadece kendime açılan bir mahzenin kapısı…
Yanına geldiğimde, "Açıl, susam, açıl" diye fısıldarım ve kapı usulca aralanır. Anıların ve yaşanmışlıkların ağır yükü, yüzüme çarpar; Karşımdadır şimdi, içinde kaybolacağım o "hazine odası". İçeri girerken derin bir nefes alırım; Bilinmezlerin bilinir olduğu, çekmeceleri tıka basa dolu, Mazi masamın başında oturup yargıç kesilirim. "Söyle bakalım, sen..." diyerek başlarım içsel sorgulamaya, Her bir hatıra, hücre hücre pamuk şekeri gibi erimeye başlar. Sebep olduklarım ve sebebim olanlarla dolup taşan bir karmaşa; Edepsiz lakırdılarla süslenmiş anılar sarar dört bir yanımı. Gerekçeler kısmı başlar; Her biri ağır asma kilitli sandıkları açma zamanı gelmiştir. Bütün kilitleri açan tek anahtar, Masum bir fısıltıdan dökülen "Ama"... Her gerekçe bir "ama"nın arkasındadır; Oysa dışarıda, yüzümüzde hep bir "ama" vardır. Anlaşılan o ki, her "ama" bir alttaki gerekçeyi açmayı sağlar; Ve bu döngü, sonu gelmeyen bir labirent gibi sürer. Yeterince "ama" sandığı açtıktan sonra, İşin "gereği" kısmına gelinir. "Keşke"ler arkasına dizilmiş "ama"lar, Vicdanımı rahatlatmaktan fazlasını sağlayan "çünkü" ile bozulur. "Ben, ...........................tım, ama, ..........................tım... Çünkü, .......................... ..." Bu noktalı kısımlar, birçok konuda sonsuz biçimde doldurulabilir. Evet, artık mahzenimden çıkma vakti geldi; Birçok "ama", "çünkü" üretecek Ahir ömrüm, farkında olsam da olmasam da... "Keşkelere" boğulmamak için ne yaparsam yapayım, Bu gerekçeler ve gereklikler, Bazen içimde bir uhde olarak kalabilir. Sonuç olarak, ne kadar "ama", ne kadar "çünkü" ve Ne kadar "keşke" varsa, hepsini geçersiz kılacak bir olgu var ki, O da YAZGI’dır. Ve tüm anlaşmaların altında, Görmeye gücümüzün yetmediği ilahi bir imza. Selda İyiekmekci (Erdoğan) |
Şiirinizde de belirttiğiniz gibi aslında her şey eninde sonunda aynı kapıya çıkıyor: Yazgımıza…
Geleceğimizin daha aydınlık olması için çabalamaktan vazgeçmek demek değil bu. Geçmişi değiştiremeyiz, o yüzden onun için üzülmek, pişmanlık duymak anlamsız… Ama iyi bir gelecek inşa etmek için çaba göstermek hayata anlam katan bir şey… Yazgımızı da büyük ölçüde o çabalarımız belirliyor zaten bence.
Çok anlamlı bir şiirdi. Yazılarınızdaki gibi kalbimize dokundunuz yine.
Sevgiler…