BEN KİM MİYİM?
’...sanki yabancısıydım her şeyin.
Bulunduğum çağa, topluma bir türlü ayak uyduramıyordum! Hep bir fark vardı aramızda. Hep bir uyumsuzluk, direniş... Mesela; hepimiz aynı gökyüzüne baksak da, onlar en parlak olanları fark ederdi, ben ’kayanları’ ! Acı ve insanlığa ait tüm utançları, hüzünleri, içimde, en derinlerde bir yerlerde hissedişim, bazen çok yorulsam da, kendine özgü bir anlayış ve mücadele gücü veriyordu bana. Sanki dünyadaki varlığımın tek amacı buydu; İnsanlığın kapalı, karanlık, en karanlık ücralarına girmek ve gücüm yettiğince içeri ışık süzmek. İçinde korku, kötülük ve gericilik barındıran her türlü duygu ve düşünceyi imha ederek onları yeniden anlamlandırmak, düzenlemek... Öyle ya; bu güç ve duygu ben daha dünyaya atılmadan önce yazılmamış mıydı alnıma? Başka türlü, başka biri gibi olmam, davranmam mümkün müydü?! Peki bu oluşum için suçlu, ya da kimseye özür borçlu olabilir miyim? |