" Hırs ve tamahın başladığı noktada saf duygular sona erer" Balzac
......
boynu çıplak kırçıl bir akbabanın gözlerine tutundu rüzgârlar estirdikçe bıçkın nefeslerinden çürümüş leş kokusuna doydu dünya
bedeni büyüdükçe aklı küçülen insanları sakladı aynalar saklandıkça bencillikle kinle kirlendi ruhları ve narsist eğilimleri arttı bükülen zamanın artık herkes kendi çulunun kralı - kraliçesi kendinin kahramanıydı
sahte kahramanları bol olan dünyalarınsa hırı - gürü eksik olmaz savaşları bol olurdu
karamsardı tarot bakan el falı açan güneş ışığın girmediği delikten karanlığı aydınlatmak kadar eğrilen doğruları büküp düzeltmekse bir o kadar zordu
bu yüzden herkesi her şeyi kendi haline bıraktı
çılgın bir seyirde fırıl fırıl akarken farfara günler hırsın girmediği çalmadığı kapı kalmadı kendi gölgesini dev zanneden kibirli cücelerse pireler gibi çoğaldıkça çoğaldılar her şeye her kötülüğe narsistliğe bencilliğe uşaklık ettiler sahiplendiler her şeyi
lâf cambazlığıyla göz boyamakla çürük suratlarını perdelediler övüngeç yanlarını şişirdikçe şişirdiler uçtukça uçtular uçmak güzeldi keşke kuşların kanadıyla olsaydı oysa yükseldikçe yükseldikçe sönerdi patlardı içi boş balonlar
saygısız sevgisiz içlerinde bir mum ışığı kadar güzellik olmayan karanlık ruhlarda egosu tavan yüreklerde tohum tutmaz kıskançlık hasetlik hiç bitmez hırsın yelken açtığı enginlerdeyse dalgalar durulmazdı
bir zamanlar yüzyıllık çınarları gururla yetiştiren asil topraklarsa mutsuzdu deve dikenlerinin kaktüslerin çekirgelerin istilasından
gün gelir ayrık otları temizlenirdi elbet ve hangi köşeden hangi ılıman iklimin şafağından gülümserdi insanlık bilinmez
yine de nisan yağmurlarını beklemeliydi mayıs kelebekleri yağmurlarla filizlenen sarı çiğdemlerin gelinciklerin taç yapraklarından öpmek için
âdemoğlu egosuna ucuz ihtiraslarına yenik düşmeseydi eğer yüzleşebilseydi ruhunun karanlık yanlarının çöküntüsüyle
kış geçer bahar gelir yaz gelir arılar vızıl vızıl vızılar güller açar bülbüller öter günler huzurdan mutluluktan geçilmez umut hiç tükenmezdi
ah! keşke insan dilinin akına doladığı paslı iftiranın kölesi olmasaydı yelli paranoyasının ardına gölge gibi saklanmasaydı
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
PARANOYA YAĞMURLARI şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
PARANOYA YAĞMURLARI şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Dünya ; her hâl ve kârda şiir gibi olamazdı çünkü şiirler hiçbir vakit dünyalı olmak istemez çünkü insanların barındığı mekânın ismini "dünya" kendine vermedi ..iyiydi şiir..tebriklerimle çok kutlarım...
metnin, savrulduğu bir çok yer var lakin, sarıldığı anlam, o anlama içkin işçilikteki özen, ve bir bütün olarak metne vuku olmuş çaba üzerinden; iyi ki yazılmış, iyi ki şair ve şiiri var diyorum...