Yolcu Yolunda Menzile Doğru
Bir an durup göğe baktım,
Mavi derinliklerde saklı ne çok sır vardı, Güneşin ilk ışığı toprağı ısıtırken, Yürüdüğüm bu yol, bir anlam taşır mıydı? Her adımda başka bir yüz, başka bir hayat, Fakat kalbimde hep aynı soru yankılanırdı: "Nereden geldim? Nereye gidiyorum?" Bu sorularla baş başa kalırdım her sabah; Kendimi bulmak için çıktığım bu uzun yolda, Yitirdiklerim mi beni ben yaptı, yoksa kazandıklarım mı? Bir yandan içimde yeşeren umutlar, Bir yandan geride kalan anıların ağırlığı; Rüzgar fısıldar kulağıma, "Sadece ileriye bak, ardındaki gölgeleri unut" Bilir misin, hayatta en zor olan, Kendini geçmişin prangalarından kurtarmaktır; Yol değişir, elbet değişir zamanla, Ama varış noktam hep sabit kalır kalbimde, Bu yolculuk, yalnızca ayak izlerinden ibaret değil, Bir iç yolculuktur; aradığın, belki de hep seninledir; Bir ağaç kök salmıştı derinlere, Dal uçlarında bir umut, köklerinde geçmiş, O ağaç gibi dimdik durmalı, Fakat rüzgarla eğilmesini bilmeliydim; İçimde bir fırtına kopsa da bazen, Dışarıdan bakıldığında dingin bir göl gibi görünmeliydim, Çünkü bu yol, sabır ve cesaret ister, Kimi zaman gözyaşları, kimi zaman tebessümlerle dolu; Güneş doğar, güneş batar, Ama hep aynı umutla yürürüm, Belki de yolun sonunda, Kendimi yeniden bulacağım o sessizliğe gömülürüm; Bir Hatıranın Gölgesinde İlerledikçe anladım, Geçmişe duyulan özlem bazen bir zincir, Bazen de bir kanat olurmuş, Uçmak mı, yoksa yere bağlı kalmak mı? İkisi de bir seçimdi, ruhumda yankılanan; Bir nehir gibi akıp geçti hayat, Ve ben, kıyısında durup seyrettim bazen, Ama ne zaman daldım o serin sulara, Bir parça kendimden kaybettim, Bir parça yeniden buldum; Toprağa bastığım her adımda, Yeni çiçekler açtı içimde, Kimi kırılgan, kimi güçlüydü, Ama her biri hayatın başka bir dersiydi; Bir bulut gölgesi geçti üzerimden, Beni biraz serinletti, biraz hüzünlendirdi, Ama bilirdim ki, bu gölgeler de geçiciydi, Tıpkı hayat gibi, tıpkı bizler gibi; Kendimi aradım uzak diyarlarda, Dağların ardında, denizlerin ötesinde, Ama sonunda anladım ki, En uzak yolculuk, insanın kendine varışıdır; Son Adımın Hikmeti Ve yolun sonuna yaklaştığımda, Baktım ki ardımda bıraktığım hiçbir iz kalmamış, Ama ruhumda açan çiçekler solmamıştı, Her biri, yaşanmış bir anın yankısıydı, Bir tebessüm, bir gözyaşı, bir dua… Menzile varmak belki de bir yanılsamaydı, Çünkü asıl yolculuk hiç bitmezdi, Her son, yeni bir başlangıcın perdesiydi, Ve ben, o perdenin ardındaki ışığı görmek için Bir adım daha atmalıydım; Göğe baktım son kez, Güneş batarken, yeni bir günün doğuşunu müjdeleyen, Toprağa baktım, içinde nice hikayeler barındıran, Suya baktım, akıp giden zamana şahitlik eden, Ama geriye dönmedim; Çünkü bilirdim ki, Yolcu değişir, yol değişir, Ama menzil hep aynı kalırdı, Ve menzile varan, geçmişe değil, Yüreğine bakardı; Bahadır Hataylı/17.10.2024/17.10/Namazgah/İST |