ARSIZ DEVİNİM
Bir ihtimalin gamzesinden tutup çekmeli.
Sormalı: yakasında cansuyu varmıdır sevginin? İhtiyatlı terazilerin burcundan da sormalı, Zeusun rüyasında Tanrı cehennemi yakmış mıdır? Olmayı bekleyen, olmuş gibi olan ve aslında hiç olmamış sevgileri ne yapmalı? Onu da mı Tanrı’ya bırakmalı? Binbir alemde bir alim yok mu ki! Sevgi için illaki, Tanrı mı mesai yapmalı? Kadının eti sakız, sütü şarap mı ki Sevgiler merdiven altında bellensin. O halde bağıralım hep beraber: Namusu kısrak kuyruğuna yapışık dünya utansın. Ağıt yaksan mum ışığının hatırasına Tanrı sormaz mı sana : nerde akıbet-ül hayâ ? Sevginin burcundan bir gamzelik rüya aksa Yakaları terlemiş adalet can suyu dağıtmaz mı? Kanunlar örgü ninenin ellerinde örülse, Yüz yaşında yeniden doğmaz mı adalet? Önsözü yamalı duygular yönergesinde aşk, Yönetmeliği bozuk dizanteri hastası sevgi, Ehliyetini medeniyete kaptırmış meczup değil midir? Söyle bana zıpır gençliğim, Leyla ile Mecnun ışık kültü değil de nedir? O halde bağıralım hep beraber : Manşetlerine riya bulaşmış devran utansın. Nasıl ki kuru ormanın kırk kasnağa kayrası kavi Çürüyüne kadar da insan, yılana çıyana saki Ne oldu? Yoksa halen kalamadı mı insanlık baki? Ütüsü bozulmuş mezarlar körlere nasıl anlatsın, Kemikleri toprağı sarmalamış asırlık çınarın, Şehrin sevgi soluğunda dikilmiş bilgeliğini. O halde bağıralım hep beraber : Meyvesi sevgi olmayan insan çınardan utansın. An Dergi 2024 Eylül Ayı Sayısında Yayımlanan Şiirim. |