GEÇMİŞE BİR SELA
Duydum.
Tarağın bitlenmiş, keyfin kaçık. Sen seni yarı yolda bırakmışsın. Duydum. Can kenarında bukleli anılar tepinmiş. Sen seni ne çok masum sanmışsın? Duydum. Çınarlar çıkaracak kadınlığına çıbanlar bulaşmış. Sen seni eteğinin yarısında unutmuşsun. Duydum. Kırık aynana gün ışığı değmez olmuş. Sen seni gecelere meze satmışsın. **** Duydum da duymaz olaydım. Göğsünün altına adımı verem yazmış, Sen beni kendine ceza bilmişsin. Duydum da duymaz olaydım. Tüm kirli sokaklarına afişlerimi asmış, Sen beni kendine kaçak yazmışsın. Duydum da duymaz olaydım. İki üç satırlık zehirli vasiyetinle eriyip, Sen beni kendine teneffüs saymışsın. **** Biraz da ben konuşayım şu rüzgara: Beni duymadığın zamanlarda, Benim dediğin yerde senin değil, Senin ben dediğin yerde eksilmişti gençliğim. Ellerimi bağlayıp, elleri doldururken, Ben değil de Kullanıp attığın santraç taşı, masumdu. Üzerinden cesedimi attığın gün dururken Kör kuyularda zar attığım kumarlar değil de Kınalanmış zaferin ve beyaz gelinliğin, haklıydı. Ben senin hasretine tayin ettiğin bekçi iken, Ben değil de her gece işediğim pisuvar alkolikti. Benden buraya kadar eskimiş hatıram. Duyduklarımla doldu taştı şu bunak hafızam. Ama yinede bil isterim, Ben hala sessizim milatlar öncesi sevgilim. |