İçten h'içe kalanlara...bilmek acıttığından olsa gerek, uyuşturarak ruhunu kalbimin, bilmeden de olsa başlayacağım kabuklarını soymaya yaralarımın satırlarıma izole olan sancılarımın bir, bir sıyrıklarını açıp dokunacağım keşkelerime acıyla sıvazlayıp gözüm yaşını silkeleyeceğim bilmeden ve bildiğim her şeye yemin olsun ki bilmeden açtığım kapıları bilerek çarpacağım, çarpacağım dünyanın perva(z)sız suratına ve kuruyan nehirleri yatırıp kirpiklerimin tuzuna bırakacağım yaşayan "ah" larımı usulca yatağına bakma, utanır, sıkılır toparlayamadığım cümlelerim dağınıktır ağrısında, sancısında sayfalarım, kaygılı ağrılarım b’akma ne olur.. b’akarsan yakarsın her adımda, yakarsın damla, damla azap olan cehennem sokaklarımı bir varmışlığımın basamaklarınından iniyorken mecalim riyakar bir sima ve hafızayla sıvazlama sırtımı n’olur dokunma alev, alev meçhule giderken yangınıma yangınım ki, küllendikçe içimde tamamlar zaten ömrünü, tanımlar emin ol hicranımdaki yanmışlığı, yanılmışlığı kıvılcımlaştıkça yangın olan ey can.. bir vesaire parantezine defnedilen aşk tabutunu göğsüme indiriyorum şimdi ve solmuş bir musalla sessizliğinde bekliyor gözlerim uykularımın esir düştüğü ezel ve düşlerimin yasaklandığı ebed bir mezardır yüreğim tam da defnedilmişken gölgem, gölgem üstüne yoktur inan ne mecalim ne cesaretim yaşamı umut ettirme n’olur... ~°~ ~°~ ~°~ |
NOT: b’akma, b’akarsan; b'ye özel bir anlam, bir alımlama niyeti yüklemediysen, bunlar metni atonal hale getiren, yavaşlatan işçilikler.
Çok gerekli olmadıkça önermem...