12
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
459
Okunma
Leyli bir masal üstü örtülü
O devasa masanın kırık ayağında takılı
Acının hicazında açılan her kapının bitiminde
Göğe erişen bir ilham ya da ilhamı
Yeşeren bir duygu misali
Edilen her dua
Elbet gün ve gece
Nükseden umudun asla taviz vermediği
Buyruk yüklü beşerin güncesinde saklı iken
O yırtık mintan,
Hani eteklerinden dökülen taşlarla inşa edilesi
Bir cehennem hak gözetmeden
Yaşayanların ruhlarına duyulan öfke ve okunan lanet…
Gün yüzlü bir seyyah hece
İzafi bir kaldırım taşların sektiği
Serpilen umut gibi tohum gibi
Yeryüzünün nankör kalbinde
Unutulmuş bir ilik ve de ilk
Unutmanın da kökeninde saklı bir dilek
Gök ilan etti özgürlüğünü
Manifestosu şairin…
Yerin katmanlarında saklı nice hain
Sözcükler boykot etti beşerin
Olağan nefretini
Tanrı ise öfkeli:
Az evvel cennete müdahil oldu kaç çocuk kaç bebek
Kaçabilmesi ne mümkün mazlumun elbet
Evrenin tefrikası koydu noktayı
Fermanın idamesi
Ölümün gerekçesi yok mademki
Kundaklandı ne çok ruh
Verildi ne çok fetva
Melekler dahi grevde şimdilerde
Vakitleri geçerken cennetin platosunda
Elbet çelik yelekli her bir hayal
Gün mizaçlı aşkın dilberi
Umudun teşrifi çok ama çok geç olsa da
5.0
100% (24)