EL FRENİ TUTMAYAN BİR HÜZÜN...Hangi yara hangi ara büyüdü ise… Yoksa yangın mı demeliydim teklerken iç sesim Tevazu yüklü gönlün mimarı Acı ve umutla kapışan hüzün Göğün de menfaati adına Savsaklandığım kadar cihandan Sökük dikişlerime de bir el atmalı hani Elbet gücüm kalırsa ölen zamandan İtibarlı bir ölüm diliyorum Tanrıdan: Sessiz ve acı çekmeden İkilettiğim değil İnlediğim hiç değil İki nefes Ve de sonsuz heves Beylik değil lakin isteklerim Berhudar olmalı da dünde kalan gülücüklerim Güme gitse ömür ne ki Meylettiğim sabır ve şükür Başımı okşayan o deli rüzgâr Annemin titrek ellerinde saklıdır Dilerim ki uzun bir ömür Bir baz istasyonu Ya da yapay zekâ Uzağında olduğum kadar cihanın Ruhuma konuşlu damga Veda edemediğim bir duygu Adı umut Varsın tutulsun nutku Yalnızlığımın Keyfe keder yaşadığım mı? Yoksa bir çentik daha da attım mı güne Devinen ne çok yalan Miski amber kokan Devirdiğim potlar Ve işte ruhumun kat izi saklı şiirde Ne putlaşan ne yalnızlaşan Ne de caka satan Bir tufan ki içimde esen Sandık dolusu külden de geride kalmadı eser Düşmanım dostum Kırılan bir cam Kırgın mizacım Çekip gidemediğim kendimden Hem de yol yakınken Ve el freni tutmayan bir hüzün Bir de dillendirdiğim nice masal Hasretin kalbinde Dünün kabrinde Nefsime vermediğim değer kadar Nefesim tükenene değin Tüketilmiş ne kaldıysa artık geride Ve işte semiren mevsim Endamına yenik düştüğüm Bir esinti bir de nice ayrıntı Aksayan ayaklarında şiirin Ve işte sihirli bir dilemma Renklerin uyumunda saklı En çok da beyazın saflığı Karanlığa ne hacet Yüreğimde örülü umut ve sevgi ve hicret Artık gidebildiğim kadar yol nerede ise |
Bence gaza daha da çok basmalı. Durmak ya da durdurmak hiçbir işe yaramıyorsa sürmeli yokuş aşağı.Emniyet kemerini tak sadece.
Yol elbet bitecek. Hayatın tadını çıkarmaya bak o zamana kadar. Bir de direksiyonu biraz hoyrat çevir. Olur ya bir bakmışsın geçivermişsin adina hüzün denen o dikenli teli...Teker patlarsa diye de korkma. Sonrasında yavaş yavaş ilerle.
Tebrik ediyorum.
Sevgilerimle can şairem.