ŞEMS' İN RÜZGARI...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir aldatının başşehriyim ve yalnızlığın külüstür motoruna rağbet ettiğim ve temcit pilavı gibi hüzün çöreklendiği yeryüzünün gizil tehlikesi bodoslama sevdiğim günler rahmet okurken ve işte yüreğimde dizili çekincelerin rabıtası. Ben bir külüm kum misali döktüğüm taşlar cebimden ayrı düşen sözcüklerin feryadı isli bir ruhun nankör tapınağı elbet sehven sevdiğim bir mısra salık verdiğim rabıta ve aşkın kuvözü. Ritmi yok çığlıklarımın Rengi de yok Külbastı gölgem külliyen yalan demek kadar da noksan İçinde yaşadığım tekkem Kimliksiz bir rabıta acının açısı Düztaban imgelerden çaldığım nazı Eksik etmediğim kadar niyazı Şems’ in rüzgârına takılı hem aklım Hem de pervasızca salındığım Dik alası ölümün koptu kopacak kıyametin Öncüsünde saklı sıra dışı bir şiirim Meylettiğim kadar yarına Aklımsa mazimde takılı Mahal verdiğim kadar yalnızlığa Köhne bir deniz altı Ve de o denizatı hani tepesine geçip İpleri bıraktığım Lakin zincirlerim ve zincirleme sıfat tamlamalarım Yarın mizaçlı bir dua Yâdında ömrün yağan nura Şükredip sabrımı da sınarken Huda Ve işte seyyah gölgem Simyacı yüreğimde nasıl ki saklı devasa evren Devrelerimin de attığı O devre arası kendi kaleme yağdırdığım Golden nasiplenen belki de bir dilaltı Hani, sırlarımın pekiştireci Hani yılgınlığımı göstergesi Hani yarım ağız sevenlere başkaldırısı Ümmetin ve hikmetin ve bilinmezin sırları Takvada aşk Tefe konmuşken özlem Tesirsiz bir çağrı Aslında yangını başlatana ettiğim sitem Elbet kendime yüklendiğim Elbet kendime zimmetli Bir kafes ki içimin sanrıları Dış sesin mutabakata varamadığı İç sesimin de güvencesi iken şiiri Dikizleyen imgelerin gölgesinde açan bir çiçek misali Siması tanıdık acıların Şiar edindiğim hazanın asi/l rüzgârı İçimi deşen Ruhumla eşleşen Bir milat ki yaşam Miadı dolanın Çekip gittiği Gürültülü bir vedanın müspet ekseni Öncemi nadasa bırakıp Sonram dediğim kalemin tıknaz gölgesi Ve işte ansızın büyüyen bir duman Göz gözün görmediği Sondan başlayan bir masal bir ferman Aşkın k/özlediği Dağınık façam Acı yüklü torbam Gönlümün de ukdesi iken Yalnızlığın rahvan atı Dizginleri dünde bıraktığım kadar mı? Yoksa dingin bir ömür dilediğim kadar mı? Teveccüh edilen her yeni günü ümidi Savsaklasam bile içimin müridini Enkaza dönen bir günden Üstü örtülü münferit hecelerden Başımı alamadığım kadar kendimden gidemediğim Yarı saydam bir eksen Gönlün girift dokusundan da sökün eden Ant içtiğim kadar kutsalıma Başım gözüm üstüne bu yamalı gölgem |
Mükemmel
Esenlikler dilerim