Nazire
FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL
SANAT Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek Bizim diyarımızda binbir baharı saklar Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi çek İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar Sen kubbesinde ince bir mozaik ararda Gezersin kırk asırlık mabedin içini Bizi sarsar bir sülüs yazı görsek duvarda Bize heyecan verir bir parça yeşil çini Sen raksına dalarken için titrer derinden Çiçekli bir sahnede beyaz bir kelebeğin Bizimde kalbimizi kımıldadır derinden Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin Fırtınayı andıran orkestra sesleri Bir ürperiş getirir senin sinirlerine Izdırap çekenlerin acıklı nefesleri Bizde geçer en yanık bir musiki yerine Sen anlayan bir gözle süzersin uzun uzun Yabancı bir şehirde bir kadın heykelini Biz duyarız en büyük zevkini ruhumuzun Görünce bir köylünün kıvrlmayan belini Başka sanat bilmeyiz karşımızda dururken Yazılmamış bir destan gibi anadolumuz Arkadaş biz bu yolda türküler tuttururken Sana oğurlar olsun ayrılıyor yolumuz NAZİRE Sen soyut bir tablonun okunmayan renginde Saatlerce düşünüp kaşırsın sakalını Bizimse naraları yankılanır enginde Öperiz bin atlının ter e batmış alnını Sen yalancı tarihin cılalanmış yüzünü Anlatırsın kürsüde göğsünü gere gere Bizse gerçek tarihin bahadır öksüzünü Ebediyet bayrağı diye çektik göndere Sen ararken mazide yontulmuş bir ilahı Sorarsın diyar diyar mahir bir heykeltraş Bizimse mizanımız tararken her günahı Hiç temenna etmeyiz biz bir taşa arkadaş Sen yürürken caddede sırmalı gravatla Nazik bir aşuftenin tutarsın sağ elini Biz ise yeleleri kınalanmış bir at la Tekbirler eşliğinde taşırız her gelini Sen vizkinle alırken iki dilim yaş pasta Bir buket çiçek konmuş avrupa i masada Bizimse ayranımız sunulur bakır tasta Onurlu işçimizin gönlü kalmaz tasada Sen yürürken yıllarca medeniyet yolunu Biz kadim bir milletin edebiyle doluyuz Sen överken hayretle her frenk okulunu Irfanıyla heybetli yiğit ANADOLUYUZ Suphi sekü Edebiyle gelene açık bizim kapımız O/nuruyla şerefli Türk kızı Türk oğluyuz Edepsizlik edene sözdür bizim topumuz Lisaniyla heybetli yiğit Anadoluyuz..../ ŞİİRLERİN ŞAİRİ... Fazla kelâm harâmdır ekâbirin yanında, Yoklukta imiş varlık, heybemiz feyzle dolsun. Edeb gözetmek lâzım ustaların hanında, Merhûm üstâda rahmet, sana uğurlar olsun.. NAFİZ BAŞARAN Bir hamaset tohumu ekerken gönüllere Bizler hakka ram olduk dilimizde âmin var Bol bol heykel diktiniz dağa taşa her yere Bizim ülkü yolunda ettiğimiz yemin var ............................şentürk dursun.............................. |
Bu kaleme sadece, Faruk Nafiz Çamlıbel'in;
"Gezersin kırk asırlık mabedin içini"
dizesinde hece eksikliği göze çarpıyor diye belirtmek, sizi ise tebrik etmek kalmış.
Tebrik eder, başarılarınızın devamını dilerim Suphi Hocam.
Selam ve dua ile. 🌹