SunuŞiirin hikayesini görmek için tıklayın ’Ölüm... Çaresi yok... Fakat alıp giderken alıp giden, sorsaydı ‘Bununla gelmek isteyen var mı?’ diye.’ demişti Neriman...
-Neriman ve Enver’ in anısına-
Yokluk neyin sınırı Kapılardan içeri süzülen hangi zaman Ezel açtığım andır gözümü Ve ebet yumduğum an... Dikiz aynasından kolladığım ölüm Vakit aralarında beni kollayan Neyi alıp gidebilir ve nereye Hangi sözü hangi anıyı Yüklenip gidebildiği Uykuda bile unutulandan ibaret... .... Belki ellerin ve belki saçların Çekilir parmak uçlarımdan Nabzının vuruşu bileğimde oysa Ve kokusu saçlarının; Her uyku ertesi avuçlarımda... .... Her şeye tamam ey hayat! Acıya rağmen tutkuya Cezbeye rağmen firaka Ümide rağmen hüsrana Fakat devşirseydin ya varlığımızı Aynı potaya... .... Ve yurdum sen; zamirim... Yaşama gözlerinden aktığım Hüznünde ölümü Neş’ende varlığı tattığım Seninde mi tenine ölüm değecek Nazarım öyle derin ki sana Donuk bakışların Ruhumu ürkütmeyecek... Ayşe Çabuk Ebru: Ramle |