AŞKIN NURDAN HALESİ
Yandıkça kalplerde güneş, parıldar şulesi,
Dolunay tempo tutsun, imrensin aşkımıza, Mehtaplı gecelerde, tefekkürün halesi, Nur gibi sarsın kalbi, akarken üstümüze. Bulutların feryadı, hep efkârı savurur, Hakikat çeşmesi! gibi her an akar durur, Bülbül feryad ederken, her yer ah-u zar olur, Aşk bağının sultanı, bakarken gözümüze. Aşkın şulesi her zaman, hikmetle ram olur, Asude gülüşlerle, yürekleri savurur, Azmin, inancın ikliminde, yanıp kavrulur, Hakikat aleminden gelirken günümüze. Bir baksan sinelere, naçar, garip, görürsün? Bilmem ki nerde kaldı? hangi güzelde gözün, Öyle bakma ne olur, kalmadı artık sözün, Sakın ümitsiz olma, dönerken köyümüze. Âlemin canı sensin, hayrandır herkes sana, Çile yük değildir, sır âleminde olana, Sevdanın bahçesinde, mürüvvetle dolana, Ne bir hicran, ne bir dert bulaşmaz gönlümüze. Ey güzeller güzeli, sevda sende bir ışık, Bir ümit bahşet bize, ruhlar sensiz karmaşık, Izdırap yudumlarken, sevgilerle karışık, Issız çöllerde, hep serap çıktı önümüze. Aşıkların halini, kimler nasıl duymalı, İlim erkân evinde, önce edep olmalı, Gözleri şehla şehla, bakışlarla dolmalı, Şimşek gibi çakıp, ateş saçar yüzümüze. ...andelip... |