Efil EfilAltın ile gümüştür münâfığın efsârı Kapılmazdı hurdaya, tanısaydı Ensâr’ı Nedir işin gizemi, nedir dersen esrârı O yüce Peygamberi üzene sor meselâ… Hakkını bir verseydi zenginler kefâretin Zerre izi kalmazdı dünyâda sefâletin Görmek istersen eğer, izini asâletin Saâdet devrindeki düzene sor meselâ… Dünyâya doyum olmaz, hele dur sen aktinde Gelir Azrâil şaşmaz, her dem şânlı vaktinde Cehennem kaç bucakmış Zebâni’nin naktinde Gayyânın alevinde gezene sor meselâ… Hesâbda şaşma olmaz Mahkeme-i Kübrâ’da Hesâbı temiz tutan, âkif ancak ibrâ’da Bu faslın hikmetini bulur ârif ’’İkrâ’’da Aşkın sesini duyup sezene sor meselâ… Mesnetsiz şeytan hani, vesveseyle gerince Mevlâ’yı zikr-etmek var, haşyet ile derince Hikmetler deryâsından ma’nâyı ince ince Elekten süzer gibi süzene sor meselâ… Gayretinde gösterir er kısmı ederini Azim gerek bir ere, kut kılsın kaderini Paha biçilmez olan o azmin zaferini Elsiz, kolsuz, bacaksız yüzene sor meselâ… Ayna varsa elinde, onu özüne çevir El-âleme ders verme, kendi putunu devir Son bulsun istiyorsan êy gönlüm bu med-cezir Nefsi topuk altında ezene sor meselâ… İzle seyr-i sülûk’u, gel olma hadi ebter İzin ver de gürleşsin, özün... Allâh-u Ekber Senâ için melekler, hâl-i hazırda bekler Semâda efil efil esene sor meselâ… Fezâda efil esen desene sor bi-hakkın… |