Arkadaş ve ölüm!
Arkadaşlıklar vardır okullarda...
Çok sevdiğin hep beraber olduğun! Bakarsın birgün... Biri gelmez ansızın! Ve artık hiç gelmez! Simsiyah bir gölge düşmüştür adeta sınıfa... Okulun koridorlarına... Okulun bahçesine.. Bir fısıltı dolaşır, dudaklarda... Kiminin gözleri buğulanır... kirpiklerine ıslak çöker... Sınıfın tenha bir yerinde kalbine bir acı çöker... Ne moral kalır ne heves... Kaybolur içindeki yaşama hevesini... Gözlerin kararır. Dizlerinin bağı çözülür... Toprağa diz çöktürür ölüm! Elinde bir çöp... Resmini çizdirir mezarın toprağa... Saniyeler içerisinde... Doğumunda nasılsın, o ana kadar... Bir sınama şeridi gibi, bir sınama şeridi gibi geçer gider... Anıların çöp olur... Bazen toplanıp Çaresizliği dile getirirler... Anlamsız ve gereksiz sözcüklerle... "Nasıl olur daha dün beraberdik!" "Birlikte top oynamıştik!" "Daha dün, beraberdik!" "Nasıl olur?" "Hayatı doya doya yaşamak istiyorum!" Demişti... Unutamıyorum! Şimdi o, bir mezarlıkta... Bir çukurun içinde... İnsanlar mezarinin başın da.. Herkes susar! Ölüm konuşur! Ve sürer hayat! Bazan bir afetle gelir binlerce ölüm! Bazen sessiz sedasız gelir ölüm! Bir kalp krizi, böbrek yetmezliği gibi.. Bazen kazayla, tekerlek altında.... Ansızın gelir ölüm! Apansız biter, hayattaki, yaşam denilen sınav! 9Bir elektrik kesilmesi gibi Kesilir, hayattaki, nefesin! Bazan ölüm vardır Ölümden önce gelir Azrail! Örneğin, bir hapishane de... Bir hücre de yaşanır, ölümle olan pazarlık... Kafa da hep sorular yanıtsız kalır, ora da... Sadece konuşan beyindir... Görülen kötü rüyalardır... Veya, hayaller suskundur, duvarlar da! Gözler mecbur kalır, kabul eder! Kalp belki, kabul eder! Ama beyin hep umuttan yanadır... Asla, kabul etmez... Dinçer Dayı |