Umut Labirenti
Yaşam perdem düşmedi henüz
Perdeyi kader kapatır Rüzgârın yüzüme haykırması cesaretimi kıramaz Karanlığın kaçması için taş fırlatacağım Çürümüş meyvelerin etrafında sinekler döner Cam çöplüğünde bir zümrüt çıkar karşıma Umut labirentine girdim bir kez, Çalar saat gibi kurduğum hayallerim Son damlasına kadar kuruyuncaya Tünelin sonunda ışığa ulaşıncaya Doğru çıkışı buluncaya kadar Devam edeceğim yoluma Sevda bir yeraltı ırmağıdır görünmeden akan. Sessizlik duvarları yıkılır baştanbaşa Irmağın mırıltısı duyulunca. İçimdeki kıyamet hep yaşasa da Sapları kırık çiçekler arasında İnanıyorum, şans tutkalı şıra gibi yapışacak bedenime Dondurucu ve kasvetli anlarımda Beynimi kanatan sırlar açığa çıkar. Yine de bir iyimserlik kılavuzluk eder Tabanı yırtık ayakkabılarıma. Çabalarım kuma saplanmayacak, Güneşte tam olgunlaşmış karpuz misali Vurunca sevi sesi gelecek yüreğimden Acıyı yudumlamak gerek sabredip Arnavut biberi gibi olsa da aşk acısı, harikadır Ve aşkın hızlı tren kadar acelesi yoktur Zira acelesi olan kendi ayağına çelme takar Seğmenoğlu |
Adeta şiirdeki her kelimede yoğun duygu kendisini hissettiriyor.
Kutlarım Üstadım
Kaleminiz hep yazsın,
Sağlıcakla şen ve esen kalınız
En içten selam ve saygılarımla.