Konuşan Ormansesler duyuyorum zifiri karanlık bir gecede bedenimi kalkmaya zar zor ikna ediyorum ışıkları yakmadan bir kör gibi duvarları tuta tuta balkona kadar yalınayak yürüyorum önümde konuşan orman içinde geceyi özgürlüğün evi bilen ceylanlar uyum içinde saygıyla söyleşiyorlar dinliyorum dinliyorum dinledikçe mest oluyorum üşüdüğüme aldırmadan bir ürperti bir hayranlık tezatlığına düğümlenerek put kesiliyorum karanlığı sessizliği avuclayan sesler nefesime karışıyor acımakla sevinç arasıyım ağıt mı bu böğürmeler öfke mi çiftleşme arzusu mu bilemiyorum çünkü ansiklopedi değilim yüzümü göğe çeviriyorum ışıl ışıl yıldızların gizemli göz kırpışlarına aldanmaya razı ediyorum gönlümü nasıl da alımlılar nasıl da özgürler nasıl da sakinler Evet s a k i n l e ş m e l i y i m. bakışmalarımız uzarken kulağımdaki böğürmeler giderek sıradanlaşıyor ben alttan yukarıya bakarken üstten aşağıya bakıyor yıldızlar boynumun ağrısını aldırmadan kalakalıyorum düşünmeye teşvik ediyor beni yıldızlar ve aklımın iki yakasını nihayetinde bir araya getiriyorum: yıldızlarla aramızda bir anlaşmazlık olduğunu yerlerimizin asla değişmeyeceğini oracıkta kanıksıyorum! ben alttan onlar hep üstten bakacaklar bu değişmez kanun, diyorum. içi kaos içimin burukluğunu dışarıya sezdirmeden ormanı ceylanları yıldızlara emanet ediyorum şimdi ben nasıl uyuyayım böyle bir eğlenceden böyle bir kederden sonra? H. korkmaz, sep 2024 Sthlm |