KİRAZ AĞACI (31) SON
Sen yakın-uzak Amerika Tarihi’ni
bilmezsin tabi Kiraz Ağacı’m, birazdan bunu sana etraflıca anlatacağım ama ilkin burada çok kısacık bir aracık vererek “Üç önemli Köşe”yi dönmemiz gerek. „Köşe Dönmek“ deyimi kaypak bir terimdir „aldata-eze yapılan kazanım“ için kullanılan, değdirmesi azıcık kötü olan, bindirmeli bir birikimin-birikimidir ve gerçekten Geometri’de 3 köşe dönüldüğünde başladığın noktaya gelinir Ne Amerika Tarihi nede Geometri dersi değildir burada konu, anlatmak istediğimin sonu; „3 dönüm nokta“mı döndüğümüzde, geleceğiz gerisin geri başladığımız yere. İlki; „Gözden uzak olan, gönülden de ırak olur“ Atasözü bence yanlışdır Kiraz Ağacı’m; Bu ay yan bahçedeki yeni eve taşınacağım, ama sen üzülme sakın, senden 50 metre kadar uzaklaşsamda kalbim sana daima yakın! Bak ben 50 yıldır ülkemden ırakım, ama sana ve vatanıma sım-sıkı bağlıyım hâlâ. İkincisi, şu anki ülke düşünürlerinin en çalışkanı, Genco Erkal adlı bir arı, anısı bende sonsuza dek yaşayacak olan bu insan geçenlerde veda etti bize ve vucudu idi doğaya verdiğimiz sadece. Fikirleri, sanatı, yaktığı meşalesinin ışığı ve eserleri daima yaşayacak; Her tohumundan bir fidan, her fidandan bir ağaç yeniden yeşerecek ve sen gibi daima meyvalarını verecek. Üçüncü köşeye gelince, nedense sabırsızlanıyorum dönmeye; Çünki orada iki tane daha ağaçdaşın var senin İstanbul’da; „Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,(*) İkincisi „Çatal-Kara“ bir dut ağacı, Fındıklı’da ve İstanbul’da ama hikayesi ise birazcık acı.(**) Böylece her ağacın varmış demekki mükemmel bir şiiri Sen ve benim gibi birde şairi. Her üçünüze de bahar gelir; Yapraklar yeşerir, tomurlar güverir, tomurcuklardan çiçekler açar; Arılar torbalarında toplayarak dölleme tozlarını bacak-bacak, bal yaparar, aynı anda döllenir doğa ve hep yeni çiçek ve meyvalar gelir… Burada benim söylemek istediğim; yalnızca Şiir, yalnızca Tiyaro ve yalnızca Resim‘dir. Üç köşeyi döndük ve geldik yine başladığımız yere; Şiirimin başında Sormuş olduğum sana; „Yakın ve uzak Amerika Tarihi“ Katliam ve haksız savaşlarla dolu ve hepside ne yazık ki insanlık suçu. Amerika Kıtası’nın işgali, ilkin Kızılderili katliamı, sonra Avrupa devlerinin sömürge savaşı, Zenci Ticareti ve en sonunda da bildiğimiz USA! Söylenti bu ya;(***) Amerika‘da henüz bulunmamış bir „Hazine Hikayesi“ vardır, ki arana-deşile, tarih didik-didik edilir, üstüne filimler yapılır, romanlar yazılır ve bunu bilenlerin adına da „Gömü Tapınağı Muhafızları“ denir. Varmıdır-yokmudur bu beni alakadar etmez, ama söylentiside bir türlü bitmez. En büyük Dünya emperyalisti olan bu ülkede, Dolar olan parasının üstünde de bu Gömü Tapınağının resmi vardır. Bence; Ordusu bu tapınağın muhafızları, „Tapınağının yeri“ Merkez bankası, ve orada korunan ise çalınmış yada gaspedilmiş altınlardır. Bizim „Ergenokon Hikayesi“, Türklerin Anadolu’ya gelişi orada özgür bir ülke kurmaları, adını „Türkiye“ koymaları da böylemidir acaba? Hayır! Bizim tek ve biricik hazinemiz şu an kaybolmuş olsada, birtakım fırsatçı hazine arayıcıları beleşten üstüne konmayı umsada bu hazine ne yer altındadır, ne gök yüzünde, nede cennette; Bizim gerçek bilinç ve özümüzde! Yılan hikayesi gibi evirip-çevirip gereksiz yere şiiri sündürüp, uzatmadan gelelim saadete şimdi; İşte bu üç ağaçtan biride sensin! Çünki senin varlığında onca anılar yaşar ve karşılaştığım insanların hikayeleri var. Senin adını anarak yazdığım Bu son KİRAZ AĞACI şiirimden itibaren „Genco Erkal“ denen bir hazineyi araştırmaya-bulmaya oyunlarında, söyleşilerinde, muzikli ve müziksiz anlatılarında onu arayarak bizlere ne demek istediğini araştırarak, doğru olduğunu bildiği düşüncelerinin izlerini seninle paylaşacağım Kiraz Ağacı’m. (*) Bu şiir Büyük Türk şairi Nazım Hikmet Ran’a aittir. (**) KİRAZ AĞACI (22) şiiri. (***) GÖMÜ TAPINAĞI MUHAFIZLARI: Doğruluğu ispatlanmayan bir söylentiye göre Avrupalı asillerin kurduğu bu odudur. Bunlar Kudüs’ü müslüman işgalinden kurtarmak için birçok Haçlı Seferleri yapmışlar ve kılıç-kalkan-giysilerinde “Haç işareti” taşıyarak çok büyük bir zenginliğe kavuşmuşlardır. Bu hazinenin saklı olduğu yere “Gömü Tapnağı” ve bu yeri bilenlere ise “Tapınak Muhafızları” (=Tapınak Şovalyeleri) denir. |