Sevdim
.
. . bir Nisan öncesi’ydi serin bir akşamüstü kıştan ilkbahara dönüyordu mevsimler gelişinle, o gün yüreklerimizdeki gurbetin ve bela hasretimizin de bittiği gün dü bir nisan öncesi’ydi, serin bir akşamüstü sen daha o gün gelmiştin şehre üşüyen bedenlerimiz, ve titreyen ellerimizle sevda yangınlarıydı yanan yüreklerimiz de ilk kez bir araya gelecektik seninle yar ne iliklerimize kadar titreten rüzgar ne de günün akşam üstü gecikmiş bir saati umurumuzda değil di hasretimiz bitmeli’ydi buluştuğumuz an, ellerimiz kenetlendi ve, o ilk gözgöze geldiğimiz anda bile gözlerimizde başlayan bir deli yangının kıvılcımları ve bir aşkın kor alevleri sardı yüreğimizi yaktı gözlerimizi, ellerimizi, bedenlerimizi önce o yangınla yandım ben gözleri’nde sonra , gözlerini sevdim bir nisan öncesiydi, serin bir akşamüstü gözlerimiz dalıp giderken yakamozların ışıltılarına ufukta, bulutlar da yanıyor du dalgalar da sahilde o serin rüzgarlar la dans ediyorken önce okşadım ben, o ipek saçlarını sonra , saçlarını sevdim bir nisan öncesi’ydi , serin bir akşamüstü biz aşkı çok zaman önce yakalamış ve çoktan sevdalanmıştık yine de ilk buluşmamız dı şekil tamamlanmalı’ydı bela hasretleri yaşarken bile biz bir elmanın iki yarısıy dık hep bir ümitle birbirimizi aramış oysa bir ömrü birlikte paylaşmıştık ölümsüzce sevdalıydık ikimiz zaten bir bütün dü yüreğimiz önce yüreğini hissettim yüreğim de sonra , yüreğini sevdim ben seni, sen oldugun için sevdim yar ben seni, bir ömürlük sevdayla sevdim yokluğunda, yüreğim de kalan yüreğini sevdim bir nisan öncesi’ydi, serin bir akşamüstü, ah yar! ben seni işte böyle bir akşamüstü sevdim ... Mert YİGİTCAN Maltepe / istanbul 21 nisan 2007 08:00 |
seven, sevilen yüreklere selam olsun.!