Yalnız BirisiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bu şiirde, kendi içsel dönüşümüm ve yalnızlıkla olan ilişkimi sorguluyorum. Şiir, yalnızlıkta huzur bulma arayışımın aslında bir yanılsama olduğunu, gerçeğinse çok daha derinlerde yattığını keşfetme sürecimi anlatıyor. Yalnızlıkta huzur bulabileceğimi düşünürken, aslında bencilliğin beni nasıl hapseden bir tuzağa dönüştüğünü fark ediyorum.
Felsefi açıdan bakıldığında, bu şiir, varoluşsal bir sorgulamanın ifadesidir. Değişen dünyanın değil, kendimin değiştiğini ve bu süreçte kendi içsel gerçekliğime yabancılaştığımı anlıyorum. Gerçeklik algım ile özlemlerim arasındaki çelişkiyi vurgularken, hakikate olan tutkumun ne kadar güçlü olduğunu ifade ediyorum. Ancak bu tutku, bazen beni yanıltabilir ve kendimi keşfetmemi engelleyebilir. Geçmişimdeki hataların farkına vararak, onları geride bırakmak ve arınmak için çabalıyorum. Bu süreçte, aslında sevdiğim şeyin bir insan değil, hakikatin ta kendisi olduğunu anlıyorum. Bu, kendi içsel gerçekliğime yönelerek, geçmişin gölgelerini kül etmek ve saflaşmak için bir yolculuk. Bu yolculuk, hakikate ulaşma arzumun bir yansımasıdır. Aslında kimse ne ölmüş, ne de değişmişti. Hakikatte yalnız değişen tek ben idim. Kimsesizliğin hâkim olduğu bu cümle âlemde, Bir gün, bir lahzada kimsesiz oluverdim. Oysaki ben hep arayıp durmuşum yalnızlıkta huzuru. Nereden bileydim benciliğin elinde tuttuğu mahpusu? Ama bilmeni isterim ki sevgili, ben sadece hakikati sevdim. Zira hataları intihap eden ben değildim. Çünkü ben senin özleminde, heybemdeki kiri dahi kül ettim. -Taha Güdek |