YABANCI
Kapıma gelen bir yabancıydı
Yanmıştı canı çok, yaralıydı Feri sönmüş gözlerinde Neşter yarası sözler büyütürdü Cihana küsmüş dudaklarından Paslı bir hasret türküsü sıralanırdı Her cümlesi bin acı doğuran bağrından Yusuf’unu kaybeden bir Yakup hasreti taşardı Zindanlarda kırbaçlanan Ahlarını bırakırdı Züleyha’nın tövbeli ellerine. Yüreğinde dört mevsim taşırdı Baharda çiçeklenen düşleri Menekşelere şarkılar öğretirdi yalnızlığı kirpiklerinden düşen bir kan damlasıydı. Kapıma gelen bir yabancıydı Beyhude bir yolun çıkmazında hazan türküleri mırıldanan rüzgarlar sokağıma getirmişti onu Saray tahtımı virane eyledi Payıma yüz bin zar eyledi Bir düş kabusuydu oysa Nuh’un tufanları başlardı yüreğimde Bir ben bilirdim duaların dayanaklarını Bir ben bilirdim aminlerde gizli yakarışları Ey uzak diyarların kurumuş çınarı Ey yüreğime mehir diye söz verdiğim yabancı Durma öyle buyur içeri Talana uğramış cennetimi sen toparla Arife ÖZDEN |