Dar Hane - Kase
Senin de
Günün Ay’dın olsun Sevgili Şimdi hangi yollarda Hangi kümelerde Hangi patikalarda Hangi darlarda Sessizliktesin Hangi meçhul Garip Yokluk ve huzurda Hangi tabure ve Masadasın bilemem ki Kaç altta ya da Üstte Bezesinde, tepesinde Otunda, dalında Dalgasında ve kumunda Işıkta ve gölgesindesin Kirinde, tozunda Hallerinde ve iz’(n)indesin Bilmiyorum ki Hiç bilemedim de Bile bilmem gibi Bir alıştırman, alışkanlığın da Bir derdin, kaygın da Yoktu zaten Allah’a emanetle… Benim de canım Öyle çekiyor ki Uzak yollara düşebilmek Nice zamandır Belki Doğulara doğru rotasınca Nasip Dedim ya En güzel hayal, Olabilecek olandır Kim bilir Bu arada Merak etme Sularını çekiyor kırmızı Güzellerim Ama Geliver sen azcık Ne olur Hiçbir yere sığmazsın O yüreğine Öyle konarım Ey benim Dar hanem İçimiz Isınsın azcık Üşürsün Üşüme sen şimdi oralarda Yanan, yollara, ömre Zamana inat Gel, gel Deniz kumu değil belki Kaleler yapılacak Un ufacık taşlardan Mozaik de Ya da Sırça da değil belki Saçılcak, yayılacak Boyancak Hayatın ta kendisi Otuyla Soğanlı, kırmızı biberli Domatesli Kaynayınca Unu ve yoğurdu da Karınca kararınca hamura Parça parça Serilip Kurutulur rüzgarda Bir güzel de Ufalanmış Dağılmış benim Tarhana’m Çeşit çeşit her bir Tarafa, diyarlara Baharatları ile Bu topraklarda … Gel, gel Kaşığım Bir kase Bir sefer Bir çorba… |