YORGUNUM...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Ön sözü olmayan bir duygu seli belki de hicabın tetiklendiği sözlük ise hayli kalın söylenceler sakıncalı öyküsü dillenmiş kim ise tevazu yüklü bir mevsim ve şiirin Rençber’i. Öyküler kayıp. Öykündüklerim solgun. Öznesi özlemin dibi görmüş nice yankı nasıl da tevafuk yüklü evren ve dua denen muazzam yaratı Yaratana koştuğumuz yarım kalan masallardan soyutlandığımız. Düşlemsel bir ikaz Ve işte ruhun mendireği Bense azizim, Çoktan men ettim kendimi kendimden: Renkleriz azadesi Öksüzlerin rahlesi Kuytularda yeşeren duyguların her hecesi İhya da etti hani İçimdeki çocuğu ıslah ettim Mermerden mezar başlığım: Ne aşım var ne eşim ne işim ne de sökün Eden gizin sonlanmaz diviti Bir öykü minvalinde Sektiğim bilumum kelime Beti benzi atan güneşin silik güftesi Zemheride dahi ışırım Ağustos sıcağında dahi üşürüm Üşenirim de kendimi sevmeye Üşengeç bir kelimedir artık aşk benim için Üzerine titrediğim Göğün de yerin de namusu benden sorulur Ne zarar ne ziyan yeter Anlatmakla iştigal Geçen ömrün nüktesi Zaman aşımına uğramış iken sevginin kan kaybeden gölgesi İstimlak edilmiş bir gün daha Yufka yüreğimle açtığım Anne böreğine açlığım Bir hengâme ki rengimden Sökün eden her pırıltı Mahlası olmayan bir şairim mademki Öykülerimden sorun beni Ön sözü yitmiş ömre Katık ettiğim umuda dair Özlemin sair imgesi Gök gözlü bir sevdaya tutulduğumdan beri Rengi kaçan ufuk Ruhuma ışık tutan atılan her nutuk Vadesi dolmuş bir şiirden de nicesi Betimlemeler kadar yorgunum Katmanlarında saklıyım hem ben umudun… |