GÖÇMEN KUŞLARI
Papatyam!
Bir sesle, dalmış olduğum uykudan uyandım Mevziide öylesine dalıp gitmişim ki Açıkta kalmışım, boynum da tutulmuş Muhtemelen de üşüttüm Ayrıca üzerimde bir uyuşukluk var Galiba burada deli olacağım ya da öleceğim İnsanın tahammül edemeyeceği şeyler var burada Ben bir şekilde yaşayacağım ama nasıl? Burada geçen her dakika insana işkence gibi Artık benim için bu şartlara dayanmam mümkün değil Dertleşmek, rahatlamak için bir şeyler anlatmak İçimi dökmek istiyorum Ama şu dağ başında yapayalnızım Ve senden başka kime ne anlatabilirim ki? Buradaki herkes benden farksız Ve artık hiçbir şeyin değişmesine imkân yok Bir kişi olsun içimdekileri dökebilsem Ah, bu bir de sen olsan Ellerinden tutsam ve anlatsam ama yoksun Artık burada hiçbir şey beni avutmuyor, teselli vermiyor Buralarda telefon yok, olsa da seni arasam Ah, bir de sesini duysam Neler vermezdim, bir bilsen Sevmek seninle masumane, safça Yüreği kıpır kıpır eden bir serçe misali sevmekti Gecenin karanlığında, ay buna şahit Çaresizliğimi, ben sussam da o biliyor Bazen üzerimizden göçmen kuşlar geçiyor Onlara diyorum ki Papatyama benden selam söyleyin! Biliyorum ki söylemeyecek… |