ARTIK EL OLDUN SEN!
Papatyam!
Aynı yerde hani o dışına çıktığın Sana kurduğum o aşk çemberi Severken bakmaya doyamazken Artık el oldun sen! Sürgüne verip büyüsün diye baharda Yaprakların üzerine yazdığım aşkımı Yeniden filiz vermesin diye ümitlerimi Sonbaharda hayallerimle birlikte kökünden söktün Arada bir savrulup da sendelemem bundan Artık yel oldun, el oldun sen! Denize karşı uçsuz bucaksız empatilerim Sendelemelerim, sessiz sessiz iç çekişlerim Ciddiye almadıklarım, şimdilerde gülüp geçmelerim Bakıp bakıp da insanların yüreklerine Onları görmemelerim Terk edildiğim o sokakta boşuna bakınmamalarım Başka boş yüreklere düşmekten sakınmalarım Gelmesin artık, çünkü el oldun sen! Hadi git, şimdi de yolun açık olsun! Zamansız, imkânsız ve göçebe sevdalarda yaşadıklarım Ulaşılması zor olanı tercih ettim hep Sevmelere inanarak, severken için için yanarak Sevgiyi bilmeyen yüreklere konarak Karşılık beklemeden bencillik etmeden Her geçen güne bir önceki günden daha çok isteyerek İmanına kadar sevdim hep Sonra ne mi oldu? Hiç beklemedik bir zamanda Yüreğimi koparıp kor ateşlerde yakarak Adresini dahi bilmediğim çıkmaz sokakların birinde Yolun açık olsun diyerek Ruhunda yaralar açarak ezilmişti oysa Uzakların önemi yok seni sevdim ya Yaşamayı sevilmeyi ve senin olmayı tattım ya Bu sevgiyle ömrümün sonuna kadar Seni severek yaşayacağım, dedi Nasıl söyledim, ne söyledim? Bilmeden istemeden kırılgan yüreğine dokunan Ona göre öfkeli bir sözümle küstürdüm galiba onu Sustu konuşmadı hiç kendi içinde de İnce hesaplar vardı ki olmuyor, Sen aklımda iken yapamıyorum, dedi ve gitti Gittiği günden beri de yüreğimde tarifsiz bir vurgun O ise uzaklarda yasak bir sevdadan sürgün Bırakıp gittiler, işte sevmelerimin özeti bu Çıkmaz sokakların birinde yolun açık olsun Öylesine zamansız, öylesine imkânsız bir sevdaydı Aniden meftun olarak yüreğine düştüğüm Bir kadın sevdim, sevdasına küskün Yüreğindeki yaraları kapanmamış Aşk adına bildiği her duyguya sırtını dönmüş Gülüşünde hüznünü gizleyen bir kadın sevdim Öylesine sevdim ki yüreğimi sonuna kadar açtım Ağladığımda ağlar güldüğümde güler Ne zaman içli bir türkü söylesem Bana eşlik eden sesime ses yüreğime yürek olur Bu sevdaya ben seni ağlatırım, diyordu Sevmenin böylesini seninle tattım Yüreğimde uçuşan kelebekler Aşka olan inancım tazelendi Seni sevmenin gururunu başı dik alnı açık yaşıyorum Sığınacak limanım, sırtımı dayayacağım Benim çınar ağacımsın sen, derdi Sevgisi anlaşılmamış, yüreği örselenmişti Keşkeleri vardı hep Ya sen erken doğdun ya da ben sana geç kaldım, derdi Adını bir çiçekten almıştı Dalından erken koparılıp Yapraklarından fal bakılan, papatya… |