ÜŞÜYORUM SENSİZLİKTEN
Papatyam!
Gecenin bir yarısı yine uykular firarda Mümkün mü uyumak? Dışarıda zifiri karanlık aklımda sen Sol yanımda keskin bir acı Nefesim kesiliyor derken Hıçkırıklarım sesimi duyuruyor Savruluyorum gecenin bir yarısı Sonbaharda sararan yapraklar gibi Ve içimdeki kara kışta üşüyorum sensizlikten Çoğu zaman keskin bir bıçak saplanır sol yanıma Uyanırım kan ter içinde Alnımdan ter damlaları akar Acıya bulanır gözlerim, döner rüyalarım kabusa Uyandığımda ne gökyüzü yerinde ne de aydınlık Doğar pencereme kapkara bir karanlık Tatlı rüyalarım hıçkırıkla son bulur Genç delikanlı olurum kimi zaman seven Sandığıma nakış nakış bir sevgi dizen Aşkın yarasını umutla sarar karşı durup tüm engellere Gül beyazlı damatlık giyinirim bedenime Babayım artık endişe katarları dizilir sıra sıra Bir yanım sevinç deryası Diğer yanım boşluk ve hiçlik, hıçkırık Kaybolur tüm çocuklarım ve geçmiş Yüreğim zindan karası artık Gözlerim bulut yumağı Gözyaşlarım ise köz yangını Evrenin rengi griye döndü O yüreği yangın anam, gülüşü kasvet babam Oy ölümüne öldüğüm masum bebek Söyle ben nasıl uyurum Bu zalim puşt ve acımasız dünyada İçimdeki kara kışta sensizlikten üşürken? |