SEN GİDİYORSUN
Papatyam!
İçimde bir korku, biraz da endişe var Bu, sana yetişememe, geç kalma korkusu Öyle ki gözlerime yansımış Ne kadar saklamaya çalışsam da bakışlarımdan belli oluyor Sabırsızım ve yerimde duramıyorum Sen giderken durmak, beklemek bana göre değil Adeta avının üstüne atlayıp parçalayacak bir kartal gibiyim Havada kara bulutlar var Gökyüzü siyahlara bürünmüş, ara sıra da şimşekler çakıyor Ayrıca insanı sinir eden çiseleyerek yağan bir yağmur Hafifte olsa bir esinti Yağmurla birlikte yüzüme vurup buz kestiriyor Zaman geçtikçe soğuk içime işliyor üşütüyor Ama bunların hiçbir önemi yok Çünkü canımdan can gidiyor En önemlisi de sen gidiyorsun İçimde mırıldanmalar ve gittikçe yükselen sitemler var İçimden küfürler etsem de Yine de sana bir şey olmasın diye dua ediyorum Allah’a yakarıyorum Yağmurdan korunmak için üstü sac kaplı çardağın altında Ses çıkarmadan meraklı gözlerle bakanlar var Yağmur tanelerinin saca değmesi ile çıkan Ve sinirleri bozan cılız, tık tok sesleri dışında bir ses yok Ortalıkta ise bir ölüm sessizliği var Herkes susmuş, dışarıdan duyulacak gibi Heyecan içinde hızlı hızlı çarpan yürekler Gözlerde ise meraklı bakışlar Kıpırdayan dudaklarımda Senin için, içten içte yapılan Allah’a yakarışlar var Çünkü sen gidiyorsun, ben senden gidiyorum… |