YALNIZLAR RIHTIMINDA
Papatyam!
Şimdi geçmişe bakıyorum ve kendime soruyorum Ben ne yaşamışım, kendim için ne yapmışım, diye Aslında yaşanmamış bir hayat benimkisi Belki de yaşar yaşamaz hikâyesi Bugün bir rüzgâr esti senden bana doğru Sanki hayatımın tüm güzelliklerini Seni getirdi bana Şimdi seni anlatsam martılara Alıp götürse denizlere, okyanuslara Enginlerde, derinliklerde hep sen olsan Kalbime sığmadığın gibi Biliyorum sığmazsın oralara da Seni anlatsam gökte yalnız gezen yıldızlara Kutup yıldızı gibi yön verse aşkımıza Seni anlatsam dağa taşa İsmini yazsam silinmemecesine Haykırsam aşkını rıhtımdaki kalabalığa Bağırsam ismini sağır olan kulaklara Bugün bir kadın gördüm yalnızlar rıhtımında Onun da gözleri zamanda yorulmuş Adeta acı pişmanlık dolu Buraya ait değil, eğreti durur benim gibi Omuzlarında kaldıramadığı bir yük var Buraların insanı da değil, belli ki yabancı Üzerine hayatın yorgunluğu çökmüş El uzatayım dedim Ne elime el, ne de sesime ses verdi Gözleri dalgın uzaklara dalıp gitmiş Birini mi bekliyor bu yalnızlar rıhtımında? Ortalıkta gemi de yok, denizde ise bir fırtına Belki de rötar yapmış beklediği gemi Yalnızlar rıhtımına şimdi sen gelsen Nur gibi gönlüme ışık olup dolan Aşk deryandan kana kana bir su içsem İnan ki can gelir çöle dönen gönlüme Belki de papatyalar açar, sen diye… |