İNSAN MUM VE ALEVİNSAN MUM VE ALEV Geceleri severim çok, Düşler sığınağımdır geceler Her deminde dolaşır Sırrını ararım gecenin Ve fakat; O gece var ya o gece Bambaşka bir gece oldu Bir mum düştü düşüme Alevi üstünde, çok saydam Mum, Bir tabağa oturmuş Işık veriyordu haneme Vardım yanına usulca Hafifçe bir el salladım Alev, Bir sağa, bir sola döndü Sonra, birden Hafifçe üfledim Titredi alev, isteksiz Sönmeye direndi sanki Sonra, az sonra Oturdum ve seyrettim Alevi tepesinde o mumu Eriyordu mum çaresiz Feryat etmeden Kendi halince Tabağına biriktiriyordu Kendinden eriyen tortuyu Düşündüm, Yeniden bir daha İnsana çok benziyor Titremek korku ise Meğer alevde korkarmış Zayıflıyordu alev Yine kendi halince Yeniden el salladım Alevi yattı sağa Üfledim tekrar Titremeye başladı Alev şaşkın, Mum çaresiz eriyordu Alevin marifeti, Eritti mumu, dibine yığdı İşte o an Son nefesini verdi mum Gecemin sığınağı Karanlığa büründü Evet, Mum insana benziyor Korktuğunda titriyor Şaşırınca sağa yatıyor Bazen; Sola da yatıyor Alev, Mumun ömür törpüsüdür Eritir, yığar ve bırakır koltuğuna Dibinde sadece Mum artığı kalır, bir ceset Ömür, Mumun ömrü bu kadar(mış) Ya insanın ömrü Bir mum, bir ışık kadar(mış) Alev ömür törpüsü ise Çile, hüzün ve umutsuzluk İnsan ömrüne alev olur Eritir, dibine yığar ve bırakır Işık söndü, mum tükendi Ve ölüm hak oldu. Son nefes… |